Araba Sevdası

Türk edebiyatında ilk realist roman olan ve yayımlandığı yıl olan 1896’dan on yıl önce yazılan “Araba Sevdası” da yanlış Batılılaşma temasını işler. Recaizade Mahmut Ekrem‘in bu romanındaki alafranga züppe tipi ile Ahmet Mithat Efendi‘nin Felatun Bey’i arasında birçok benzerlik vardır.

Araba Sevdası Özeti

Bir vezir oğlu olan Bihruz Bey, yarım yamalak bir eğitim görmüş, 23 – 24  yaşlarında bir delikanlıdır. Babasından kalan serveti tükenmez sanmaktadır. Bütün merakı pek zarif arabasıyla gezinti yerlerinde dolaşıp kendini göstermek, herkesten daha şık giyinmek, konuşurken Fransızca sözcükler kullanmaktır. Bir gün Çamlıca’da dolaşırken gördüğü güzel sarışına âşık olur. Onu bir daha göremese de hayalinde yüceltir ve türlü hayallere kapılır. Oysa sevdiği kişi, Periveş adında düşkün bir kadındır. Arkadaşı Keşfi Bey, Periveş’in öldüğünü söyler. Bihruz, bu yalana inanır ve büyük bir acıya kapılır. Bu arada serveti de tükenmektedir. Bir akşam Şehzadebaşı’nda dolaşırken Periveş’e rastlar; ancak onu öldü bildiği için Periveş’in kız kardeşi zanneder. Ona Periveş’in mezarının nerede olduğunu sorar. Periveş’in alaylı tavrıyla gerçeği anlar ve kurduğu hayal dünyası yıkılır. Kendini anlamsız bir boşlukta bulur.