Divan Edebiyatı Özellikleri

DİVAN EDEBİYATI GENEL ÖZELLİKLERİ

1. Türklerin İslamiyeti benimsedikten sonra girdikleri yeni uygarlık çevresinde Arap ve Fars edebiyatlarını örnek alarak oluşturdukları edebiyattır.

2. 11. ve 12. yüzyıllarda Doğu Türkçesindeki geçiş döneminden sonra Anadolu sahasında ilk ürünlerini 13. yüzyılda veren bu edebiyat, 19.yüzyıla, yani Tanzimat Dönemi‘ne kadar sürmüştür.

3. Arap ve daha çok Fars edebiyatının estetik yapısı üzerine kurulduğu için bu edebiyatların önde gelen şair ve yazarları üstat kabul edilmiştir.

4. Medrese kültürüyle yetişen aydınların saray-konak çevresinde oluşturduğu bir “yüksek zümre” ya da “seçkinler” (havas) edebiyatıdır.

5. Konu, tema ve tür olarak sınırları önceden belirlenmiş, öz ve biçim bakımından belli kurallara bağlı bir edebiyattır.

6. Arapça-Farsça sözcük ve tamlamalarla yüklü “Osmanlıca” da denilen ağdalı bir Türkçe kullanılmış, oluşturulan bu seçkin dille yüksek tabakaya seslenilmiştir.

7. Yalın sözden çok süslü anlatıma değer verilmiştir. Sanatçı çeşitli söz sanatlarına başvurarak yapıtını büyük bir titizlikle işlemiş, sanatını bir hüner gösterisine, oyuna dönüştürmüştür.

8. Aşk, şarap, rintlik, hikmet gibi din dışı konuların yanı sıra din ve tasavvuf konularına yer verilmiş, hemen her konu birçok sanatçı tarafından işlenmiştir.

9. Bu edebiyatı besleyen başlıca kaynaklar Kur’an âyetleri ve hadisler; tefsir, fıkıh, kelâm gibi dînî ilimler; İslam tarihi; tasavvuf; İran mitolojisi (Şehname); Peygamber ve evliya hikâyeleri; kimya, simya, tıp, astronomi, musiki gibi çağın ilimleri ve günlük yaşam gerçekleridir.

10. Nesirden çok nazım önem kazanmış, ürünlerin çoğu nazım yoluyla yazılmıştır.

Divan Edebiyatı Nazımda (Şiirde) Görülen Başlıca Özellikler:

1. Aruz ölçüsü kullanılmıştır.

2. Nazım birimi genellikle beyit, bazen benttir.

3. İran ya da Arap edebiyatından alınan gazel, kaside, mesnevi, müstezat, kıt’a, murabba, rubai, terkibibent gibi nazım biçimlerinin yanı sıra Türklere özgü tuyuğ ve şarkı nazım biçimleri kullanılmıştır.

4. Şiirler, işledikleri konuya göre “tevhid“, “münacat“, “naat“, “hicviye“, “methiye“, “fahriye“, “mersiye” gibi farklı türlere ayrılmıştır.

5. Bir kural olmamakla birlikte belli konular belli biçimler kullanılarak işlenmiştir. Örneğin aşk, şarap gibi konular için gazel; övgüler için kaside; daha çok Arap ve İran edebiyatından alınan hikâyeler için mesnevi biçimi seçilmiştir.

6. Duygu, düşünce ve hayalleri dile getirmek için “mazmun” denilen kalıp sözlere başvurulmuş; örneğin boy için “servi“, kaş için “yay“, diş için “inci“, yüz için “ay, güneş” sözcükleri kullanılmıştır.

7. Kafiye üzerinde titizlikle durulmuş, tam ve zengin kafiye kullanılmış, göz için kafiye esas alınmıştır.

8. Söyleyiş güzelliği ve ahenge büyük önem verilmiştir.

9. Bütün güzelliğinden çok, parça (beyit) güzelliği esas alınmıştır.

10. Mesneviler dışında konu birliğine genellikle uyulmamıştır. Örneğin gazelin her beytinde farklı konular işlenebilir.

11. Divan adı verilen kitaplarda toplanan şiirlerin başlık niteliğinde özel bir adı yoktur.

Divan Edebiyatı Nesirde (Düz Yazıda) Görülen Başlıca Özellikler:

1. Divan edebiyatında nesir, şiirden az gelişmiştir. Bunda düzyazı ürünlerinin edebi eser sayılmamasının etkisi de büyüktür.

2. Divan edebiyatında üç tür nesir anlayışı vardır: Sade nesir, süslü nesir ve orta nesir.

3. Sade nesirde halkın konuştuğu dilden pek uzaklaşılmamıştır. Halk kitapları, Kur’an, hadis açıklamaları bu tarzda yazılmıştır. En başarılı örneğini Kâbusnâme adlı çeviri eseriyle Mercimek Ahmet vermiştir.

4. Süslü nesirde şiirdeki gibi hüner, marifet göstermek amaçlanmıştır. Bu türe genellikle medrese öğrenimi görmüş, Osmanlıcayı iyi bilen yazarlar yönelmiştir. Çok uzun cümlelerin, secilerin, bol söz ve anlam oyunlarının göze çarptığı bu türün en belirgin örneklerini Sinan Paşa, Veysi ve Nergisi vermiştir.

5. Orta nesir ise yer yer süslü nesre kaçmakla birlikte bir konuyu anlatma, öğretme amacı güder. Özellikle tarih, gezi, coğrafya ve din kitapları bu türde yazılmıştır. Evliya Çelebi‘nin Seyahatnamesi ve Kâtip Çelebi‘nin eserleri orta nesrin en tipik örnekleridir.

6. Divan edebiyatı nesrinde Arapça ve Farsçadan alınan kimi bağlaçlar (ki, vü, u, ü) çok sık kullanılmış, cümleler gereksiz yere uzatılmıştır.

7. Eserlerin hiçbiri paragraflara bölünerek yazılmamıştır.

8. Noktalama işaretleri kullanılmamıştır.

9. Nesir yazarlarına “münşi” , nesir yazmaya “inşa“, nesir yazılarıyla oluşturulan mecmualara da “münşeat” denmiştir.

10. Mensur (düz yazıya dayalı) eserler, tezkire, seyahatname, sefaretname, siyasetname, hilye, siyer, tarih, gazavatname, kıyafetname, menakıpname, fütüvvetname, pendname gibi türlerde yazılmıştır.