Edatlar

EDAT (İLGEÇ)

Kavramlar arasında anlamca ilgi kuran sözcüklere “edat” denir. “Bundan böyle sizi görmek istemiyorum.” cümlesinde “böyle” sözcüğü ” -den sonra” anlam ilişkisini kuran bir edattır.

Edatların Özellikleri:

  • Sözcükler arasında anlam ilgisi kurar.
  • Genellikle tek başlarına anlam taşımaz.
  • Başka sözcüklerle öbek kurarak cümleye değişik anlamlar katar.

İPUCU

Bir sözcük cümleden çıkarıldığında tek başına anlamsızsa sözcüğün çıkarıldığı cümlede anlam bozuluyorsa ve çıkarılan sözcük geriye doğru öbek kurarak anlam ilgisi kuruyorsa sözcük edattır.

Edatlar asıl edatlar (sözcük biçiminde edatlar) ve ek biçiminde edatlar olmak üzere ikiye ayrılır.

I. Sözcük Durumundaki Edatlar

(ile, gibi, için, kadar, yalnız, ancak, üzere, bir, karşı, değil, diye)

İle: Kavramlar arasında araç, birliktelik, neden-sonuç…ilgisi kurar:

Bıçak ile soğanı doğradı. (araç ilgisi)

Çarşıya kardeşi ile gitti. (birliktelik ilgisi)

Karın yağması ile köy yolları kapandı. (neden -sonuç ilgisi)

Orman ile birlikte yeşil de başlar. (sınır)

  • “İle” bağlaç olarak da kullanılır. “İle”nin yerine “ve” bağlacı kondu­ğunda anlam bozulmazsa “ile” sözcüğü bağlaç, anlam bozukluğu olursa edattır:

Dayı ile yeğen sohbet ediyordu. (“ile”nin yerine “ve” konabilir; “ile” bağlaçtır.)

Pirinç ile pek çok yemek yapılır. (“ile”nin yerine “ve” konamaz; “ile” edattır.)

  • Soyut adlarla birlikte kullanıldığında niteleme zarfı görevi üstlene­bilir:

Ayşe’yi büyük bir tutku ile seviyordu.

  • Olumsuzu “-sız” eki ile yapılır:

Buraya paltosuz geldi.

Gibi: Kavramlar arasında, ölçü, benzerlik, olasılık, yaklaşık olma, hemen olma… ilgisi kurar

Bu dağ, Everest gibi yüksek değil. (ölçü)

Gözleri, nazar boncuğu gibi. (benzerlik)

Beni sevmiyor gibi. (olasılık)

Kıyıya vardık gibi. (yaklaşık olma)

Ceketini kaptığı gibi arabadan indi. (hemen sonra)

Fizik, kimya gibi bilimlere ilgim var. (ve benzerleri)

Annem gelince uyur gibi yapardım. (öyleymiş izlenimi)

  • Başka sözcükle öbekleşirse sıfat ya da zarf görevi üstlenebilir.

Elma gibi yanakları vardı. (adı nitelediği için sıfat)

Ördek gibi koşuyordu. (Eylemi nitelediği için zarf)

İçin: Kavramlar arasında neden-sonuç, amaç-sonuç, süre, görelik, hakkında…ilgisi kurar:

Gözleri bozuk olduğu için doktora gitti. (neden-sonuç)        ,

Kapıyı açmak için kalktım. (amaç-sonuç)

Buraya iki gün için geldim. (süre)

Senin için her şey çok kolay. (görelik)

Orhan için geveze diyorlar. (hakkında)

Seni anlayabilmem için bana açılmalısın. (koşul)

Kadar: Kavramlar arasında ölçü, yer, zaman, civarında, aşırılık… ilgisi kurar:

Senin kadar ben de şarkı söylerim. (ölçü)

Karşı tepeye kadar yarışalım. (yer)

Dün, saat ona kadar uyudum. (zaman)

O kadar sinirliydi ki sağa sola saldırdı. (aşırılık)

  • “bu, şu, o, ne” sözcükleriyle öbekleşirse zarf olur:

Bu kadar hırslı olma!

  • Ad çekim eki alırsa edat özelliğini kaybeder:

O kadardan hiçbir şey olmaz..

Yalnız: Kavramlar arasında “ancak, sadece, yalnızca” ilgisi kurar.

Akşamları yalnız çorba içerim. (sadece)

  • “yalnız” sözcüğü ; bağlaç, sıfat, zarf ve ad olarak da kullanılabilir:

Sana para veririm yalnız hemen harcama. (Bağlaçtır. Bağlaç olduğunda “ama, fakat” anlamı taşır.)

Yalnız Kovboy filmini izledim. (Sıfattır çünkü adı nitelemiştir.)

Köye yalnız gideceksin. (Zarftır çünkü eylemi nitelemiştir.)

O akşam sahilde yalnızdım. (Addır çünkü bir kavramı ifade etmiştir.)

Değil: Olumsuzluk edatıdır. Ad cümlelerini olumsuz yapar:

Ben doktorum.

Ben doktor değilim.

  • Olumsuz cümlelerde kullanılırsa cümleyi anlamca olumlu yapar:

Ekmek yemiyor.

Ekmek yemiyor değil. (yiyor)

Bir: “Sadece, yalnızca” anlamında kullanılırsa edat olur:

Bu konunun uzmanı olarak bir seni tanırım.

  • “Bir” sözcüğü sıfat ve zarf olarak da kullanılabilir:

Bir elma da ben yesem. (Sıfattır çünkü adı belirtmiştir.)

Ömer, bir koştu ki anlatamam. (Zarftır çünkü eylemi nitelemiştir.)

Ancak: Kavramlar arasında “sınırlama, olsa olsa, en çok, bir tek…” ilgileri kurar:

Bu büyük bulmacayı ancak o çözer. (sınırlama)

Bu dağ, ancak bin metredir. (olsa olsa)

  • “Ama, fakat” anlamında kullanılırsa bağlaç olur:

Şu an kar yağıyor ancak birazdan diner.

II. Ek Durumundaki Edatlar

mi: Soru edatıdır:

Odunları buraya bırakalım mı?

Soru anlamı dışında da kullanılır:

Akıllı mı akıllı bir kızdır. (pekiştirme)

Akşam oldu mu bir köşeye çekilirim. (zaman)

Seni aramaz olur muyum? (olumluluk)

Hiç uyur muyum? (olumsuzluk)

Buraya gelir misin? (rica)

Çalıştın mı başarırsın. (koşul)

Bizim uyanık mı bu soruyu çözecek? (küçümseme)

HATIRLATMA

“Mi” unsurunu ek kabul etmeyip sözcük olarak kabul eden dil bilimciler de vardır.

-ce: “Göre” edatının yerine kullanılır, “görelik…” ilgisi kurar:

Bence çok sevimli biri. (görelik)

-den: “İçin” edatının yerine kullanılır:

Senden bıktığımdan buradan gidiyorum.

-e: “İçin” edatının yerine kullanılır:

Geldiğine ben de sevindim.

Edatların bilinçsiz kullanımı anlatım bozukluğuna neden olur. Bu nedenle edatların anlamsal özellikleri iyi bilinmelidir. “Bu sebepten dolayı açıklama yapmayacağız.” cümlesinde “dolayı” edatı gereksiz kullanılmıştır.