Empresyonizm (İzlenimcilik) Akımı Özellikleri

EMPRESYONİZM, (İZLENİMCİLİK)

♦ Sembolizmle aynı yıllarda ortaya çıkan empresyonizm akımı da Fransa’da doğmuş; önce resim sanatında benimsenmiş, daha sonra edebiyatta, özellikle şiir ve tiyatroda etkili olmuştur. Kimi sembolist sanatçılar , empresyonizm akımı içinde de yer almışlardır.

♦ Empresyonizmin kaynağını da sembolizm gibi, realizm natüralizm ve pamasizm akımları çevresinde oluşan sanata duyulan tepkide aramak gerekir.

Empresyonizm akımının en önemli özelliği, dış dünyanın şairde uyandırdığı izlenimlerin aktarılmasıdır. Şairin amacı, dış dünyayı aynen olduğu gibi değil, kendi izlenimlerine göre aktarmak olmalıdır. Diğer bir söyleyişle, nesnel olanın özneldeki yansımasıdır amaçlanan.

♦ Empresyonist şairler, şiirde şekle, kafiyeye önem vermezler. Sanat için sanat fikrini savunduklarından  şiirde toplumsal problemlere yer vermezler.

Empresyonizm (İzlenimcilik) Akımının edebiyattaki önemli etkilerinden biri de “izlenimci eleştiri” nin doğmasına yol açması olmuştur. Bu eleştiri anlayışının en önemli temsilcisi Anatole France bu anlayışı şöyle özetler: “iyi bir eleştirici şaheserler arasında kendi serüvenlerini anlatır. Nesnel sanat olmadığı gibi nesnel eleştiri de yoktur. (…) Gerçek şudur ki insan hiçbir zaman kendinin dışına çıkamaz. (…) Eleştirici açıkça şöyle demelidir:’Efendiler, size Shakespeare, Racine, Pascal veya Goethe ile ilgili olarak kendimden söz edeceğim.

♦ İzlenimci eleştiriye bağlı bir eleştirmen, eserden zevk alıp almadığına bakar ve yapabileceği tek şeyin eserin kendisinde uyandırdığı duyguları, yaşantıları anlatmak olduğuna inanır. Ayrıca, eleştirinin yaratıcı bir etkinlik olduğunu; dolayısıyla eleştiri yazısının da bir sanat eseri sayılması gerektiğini ileri sürer.

Empresyonizmin Önemli Temsilcileri
Şiir

  • Paul Verlaine
  • Arthur Rimbaud
  • Rainer Maria Rilke

Türk Edebiyatında Empresyonizm
Empresyonizm Türk edebiyatında Cenap Sahabettin, Ahmet Haşim, Ahmet Muhip Dıranas gibi şairlerin bazı şiirlerinde etkili olmuştur. Ayrıca Nurullah Ataç da eleştiri anlayışı bakımından bu akıma bağlı sayılabilir.