İncir Kuşları Kitabı Özeti

İNCİR KUŞLARI

Suada, Saraybosna 2 EYLÜL 1891 Konservatuar Müdürü Profesör Duşanka  Seratliç’in odasına girer, Profesör Duşanka ile sohbet etmeye başlar. Sohbet açılmışken kapı çalar. Bir genç erkek kapıyı açar. Rahatsız ettiği için Profesör Duşanka’dan özür diler. Profesör Duşanka elindeki kalemi masaya fırlatır. Tekrar görüşmek üzere Tarık dışarı çıkar. Suada artık Profesör Duşanka’yı dinlemiyordur çünkü;  rüyalarında gördüğü çocuğu bulmuştur. Bu dalıp gitmesinden dolayı Profesör Duşanka ile bozuşmuştur. Ağlayarak dışarı çıkar. Tarık da dışarıdadır, beraber dolaştılar. Suada ile Tarık  kahve içerken birbirlerini tanımaya başlarlar. Tarık Suada’ya güzelliğinden bahsettiği için Suada gider çünkü;fazla şımartmak istememiştir. Bir ay sonra Tarık Suada’nın yanına gelir. Tarık Suada’ya destek vererek dersine gider. Tarık’ın dersi bittikten sonra Suada’yı Aşk bahçesine götürür. Aşk bahçesinden sonra Suada Tarık’ı teyzesi ile tanıştırmaya götürür. Teyzesi, Tarıkla tanışırken ailesini anlatıyordur. Tarık, babam Boşnak Almanyada  yaşıyor, annem ise sırp. Teyzesi anneniz ne işle meşgul diye sorar Tarık Konservatuarda piyano hocası diye cevap verir. Adıda Profesör Duşanka Seratliç der. Suada çok şaşırmıştır. Yarın oldu ve Suada’nın Profesör Duşanka’ya dersi vardır. Bu derste güzel piyano çalmayı başarmıştır. Profesör Duşanka ile dersi bittikten sonra Bay Vukadin Milunoviç derse girer. Suada Tarık ile buluşur. Annesine sinir olduğunu söyler. Tarıkta annesinin sevdiği öğrencilere böyle davrandığını söyler. Suada Profesör Duşanka‘nın nasıl biri olduğunu Tarık’a sorar. Tarık “annemin beni şefkatle öptüğünü hiç hatırlamıyorum” diye cevap verir. Annemin içine kapanık olmasının sorumlusu babam. Babam annemi aldattı. Bir süre geçtikten sonra Tarık ile Suada yine buluşur. Tarık annesi ile beraber annesinin konseri için Berlin’e gideceğini söyler. Tarık bu duruma çok üzülmüş ama Suada da gitmesini söyler. Tarık gideli bir hafta olmuştur. Vukadin diye biri Suada’nın yanına gelir. Suada’ya ondan hoşlandığını söyler. Suada benim kalbimde iki  kişiye yer yok diye cevap verir. Tarıkla birlikte olmasam bile seninle çıkmazdım der. Vukadin tehtit savurarak Suada’nın yanından ayrılır. Suada bu olayı teyzesine anlatır. Teyzesine  anlatırken Suada, teyzesine ilk nişanlısı ile neden ayrıldığını sorar. Teyzeside  erkeklere güvenilmeyeceğinin cevabını verir. Teyzesi Suada’yı uyandırmak için yanına gelir. Edina ablasının geleceğini söyler. Suada hemen kalkar. Sonra teyzesi televizyonu hemen açmasını söyler Teyzesi Suada’ya savaş çıkacağını söyler. İfeta teyze, hemşirelik de okumuştur tarihde okumuştur. Zil çalar Suada kapıyı açar. Edina ablası ve nişanlısı Fikret ağabey gelmiştir. Suada ablasına sevdiği çocuğu söyler. Ablası şaşırmıştır. Ablasının nişanı bu ayın sonundadır. İfeta teyzede gelir ve Edina’nın nişanını kutlar. Sonra savaşı anlatır. “Savaş Sırp ve Hırvatlar arasında çıkacak. Sırplar birinci kosava savaşının intikamını Boşnaklardan almak isteyecek. Yugoslavya Federal ordusu Duprovnik’i kuşatma altına almış. Bu savcaşta Boşnakların hiç şansı yok”diyerek savaşta olacak her şeyi anlatır. Tarık’ta bugün dönecektir. Bu sabah Edina ablası ve Fikret ağabeyi Milyavinaya geri dönecektir. Suada konservatuara gitmiştir. Zdenko Vukadin’in babasının konservatuarı bastığını söyler. Vukadin artık okula gelmiyordur. Gönlünde bir aşk yarası vardır. Bu yüzden babası konservatuarı basmıştır. Ders bitikten sonra Tarık’ı dışarıda buldur ve hemen ona sarılır. Suada Tarık’a ablasını anlatır ve piyano alacağını söyler. Tarık da konservatuarda olan olayları duymuştur. Ama Suada bu olay ile ilgili konuşmak  istemediği için konuyu kapatmışlardır. Savaş yavaş yavaş kendini gösteriyordur. Ablasının düğün günü gelmiştir. Tarık teyzesi ile Suadayı yolcu eder ve Suada’ya mektup yazıp vermiştir. Suada; annesini, babasını ve Ayşa ablasını çok özlemişti tabiî ki Ayşa ablasının pitalarınıda özlemiştir ve nihayet Edina ablası ile Fikret eniştesini evlenmiştir. Düğün bittikten sonra 15 Ocak 1992 Suada ile teyzesi Saraybosna’ya geri döndüler ve yine savaş konusu açılmıştır. Teyzesi savaşın bitmediğini söylemiştir. Tarık’la Suada buluşmuştur. Tarık, annesinin ona verdiği elmas yüzüğü sevdiği kıza takmasını söyledi. Tarık’ta Suadaya elmas yüzüğü takar. Suada derse girer. Profesör Duşanka piyanoda çaldığı şarkıyı çok beğenir ve Suada’nın Tarık ile mutlu olmasını söyler. Tarıkla Suada’nın birlikte olduğunu elmas yüzükle anlamıştır. Tarık Suadagilin evine gitmiştir. Suada, Tarık ve teyzesi savaş hakkında konuştular. Suada’nın teyzesi yavaş yavaş barikatların  kurulduğunu söyler. Saraybosna 3 Nisan 1992 arife günü suada teyzesini Saraybosnada bırakıp bayram olduğu için Milyavinaya gider. Bayram günü gelir aslında bayram günü değil kan günüdür. Sırplar yavaş yavaş herkesi öldürmeye başlıyordur bu savaştan dolayı Suada Saraybosnaya gidemiyordur. Suada Milyavinada olduğu için Tarık ile telefonda görüşmesi lazımdı. Ama Tarık telefonlara çıkmıyordur. Ramazan bayramının 3. günü savaş resmen başlamıştır. İfeta teyzesi Tarık’tan haber getirmiştir. Tarık’ın arayamama sebebi ise babasını kaybetmesidir. Suada’nın da telefon numarasını da ezbere bilmediği için arayamamıştır. Tarık Suada’yı arar ve ondan özür diler. Nisan ayının 2. haftası savaş hızla yayılıyordur. Tarık Suada’yı arar ve Yeşil Bereliler Beyliğine katıldığını söyler. Tarık Suada’ya bu durumu kabullendirmeye çalışır. Bu durumda Suada’nın ailesi Tarık ile çıktığını öğrenir ve Milyavina’ya geleli tam 1 ay olmuştu. Sırplar Koşevo hastanesini bombalıyordur. İfeta teyzesi de o hastanede çalışıyordu ve teyzesi çalıştığı hastanede ölür. Bu duruma Suada da çok üzülmüştür. Suada Ağustos 1922 yılında komşusu olan Zineta ablasının yanına gitmiştir ve onlarında incir ağaçları vardır. İncir ağaçlarında da hep kuşlar olur. Çocuklarına incir ağaçlarından incir toplamalarını söyler. Çocuklar incir toplarken ağaca bomba attılar ve çocuklar oracıkta can verir. Suada bu şoku atlatamadan sabah olmuştur. Sırp askerleri bu sefer Suadagilin kapısındadır. Fikret eniştesini ve annesini burada kaybetmiştir. Sırplar Suada’yı, Edina ablasını, Ayşa ablasını ve babasını kaçırmıştır. Ayrıca karanlık bir bodruma yerleştirmişlerdir, Suadayı bayıltırlar. Suada gözünü açtığında Vukadin ile karşılaşmıştır. Vukadin ile konuştuktan sonra Suadayı aşağıya indirdiler, Suada aşağıya indiğinde Edina ve Ayşa ablasıyla karşılaştır, Vukadin de aşağı iner onlara babasını gösterir. Sonra dört askeri çağırır birinin Ayşa’ya tecavüz etmesini söyler. Bu tecavüzden sonra babası bayılır. Babası bayıldıktan sonra Vukadin Suada’ya tecavüz eder. Suada gittikten sonra Edina ablasınada tecavüz etmişlerdir. İki çentik içeri girer. Ayşa ablası dayanamayıp çentiklere karşı gelir. Çentikler Ayşa ablasını vurur. Suada ise gözünü açtığında arabadadır. Arabadan indikten sonra Suada babasını sorar Vukadin ise babasının öldüğünü söyler. Yılbaşı günü gelmiştir. Vukadin Suada’nın aşağı inmesini söyler, Suada aşağıya iner ve Suadaya piyano çalmasını söyler. Bir kadının çuvalla yüzünü kapatmışlardır, bir Çentik ona tecavüz eder. O kadının başından çuval çıkarıldığında onun Edina ablası olduğunu görür. Vukadin suadaya yine tecavüz eder. Suada Vukadin’e Edina ablasının ne yapacağını sorar. “Bir Çetnike karşı 10 Boşnak müslümanı serbest bırakacağız” diye cevap verir. Suada ablasının yanına iner. Ablasının hamile olduğunu öğrenir ve hamile olduğu için serbest bırakırlar. Suada’ı çentikler arabaya bindirerek yemeğe götürürler. Yemekten sonra general Lewis MaKenzie Suada’ı alarak bir odaya götürür ve ona tecavüz eder. General Lewis MaKenzie halbuki onu koruyormuş. Vukadin’in hastanede yattığını söyler. Vukadin ölmek üzeredir ve ölmeden önce Suada’ı görmek ister. Suada ondan nefret ettiğini söyler. Vukadin Milayvinaya giderken çetnike, Suada’ı öldürmesini söyler ve çentik tam suada’yı öldürmek üzereyken Suada kaçar. Sonra Suada bayıldı ve gözünü açtığında bir çentik karşısındadır. Suada’yı Kalinovik esir kampına götürürler ve çentiklerden biri herkesi dışarı çıkarır orada kısık sesle ezan okuyan biri vardır Suada o kişinin babası olduğunu hemen anlar ve babası ile çok az hasret giderirler. Suada’ya orada da tecavüz ettiler. O kampta aç ve susuz kaldılar. Kaç kere takas yapılmıştı ve hiç birinde Suada çıkmamıştır. Bir süre suada da listede çıkar ve o esir kampından kurtulur. 2 Aralık 1993’de Koşevo hastanesindedir. İfeta teyzesinin en yakın arkadaşı olan Şemsa abla Suada ya yardın ediyordur. Ona destek veriyordur. Bosna da dışarıya çıkmaları bile çok tehlikelidir. Şemsa ablası Suada’nın tiyatroda piyano çalması için ikna eder. Tiyatroya giderler ve piyanosunu çalar. Piyano bittiğinde arkasını döner ve Profesör Duşanka ile karşılaşır . Profesör Duşanka kendi yerine çaldığı için Suada’yı tebrik eder. Tarık’a yazdığı mektubu Profesör Duşanka’ya verir. Suada’nın Fadila ablasından isteği vardır. Babası ve ablasının nerede olduğunu bulamamıştır. Fadila ablası Edina’nın İsveçte olduğunu söyler. Ama babasının nerede olduğunu bilmiyordur. 4 aralık 1993 Suada’nın doğum günüdür. Odanın kapısı çalar. Profesör Duşanka gelmiştir. Suada dışarıya çıkar ve Tarık’ı görür. Tekerlekli sandalyededir. Suada “Sen ve ben ortak bir kadere sahibiz” der. 10 yıl sonra İsveçte Suada’nın konseri vardır. Tarık, Edina abla, kızı Katarina, Suada’nın çocuğu Almire Suada’yı alkışlar. Ve ne yazık ki Suada’nın babası ölmüştür.

 SİNAN AKYÜZ

ROMANDA MEKAN

 1-Dış Mekan :Saraybosna, Milyaviva

 2-İç Mekan:İfeta teyzesinin evi, konservatuar, ailesinin evi, Karamanın evi, Koşevo hastanesi

 ROMANDA KAHRAMANLAR

 1-Kahramanların fiziki ve psikolojik öezellikleri

 1.Suada Hatiboviç:

 Fiziki Özellik: Alev renkli kızıl saçları, superisi güzelliğinde gözleri var.

 Psikolojik Özellik: İyi kalpli, inatçı hayalprest ve dinine düşkün biri.

 2. Tarık Begiç:

 Fiziki Özellik: Uzun boylu, mavi gözlü.

 Psikolojik Özellik: Aşkprest, romantik ve dinine düşkün biri.

1-Romanla İlgili Senin Düşüncelerin Nelerdir?

 Bu romanın sürükleyici bir anlatımı var. Bosna ile Sırp Savaşını anlattığı için o savaş hakkında bilgiler ediniyoruz. Yazar savaşı açıklayıcı bir şekilde anlatmış. Ve notunda savaşla ile ilgili bize bilgi vermiş.

 2-Neleri Beğendin Neleri Beğenmedin Örnek Vererek.

 Tecavüze uğradıkları yerleri ayrıntılı anlatmasalar iyi olurdu. Başlama yerini sevmedim çünkü olayın sonralarındaki olan olayı anlatmış (Hızla daldım nehrin sularına…yani çentiklerden kaçtığı olayı başa almış). Kitap akıcı ve duygusaldı bu yönünü çok sevdim(birden yere yığılan annemin yanına çığlık atarak koştum…).(Bazı yerlerinde ağladım).