Mektubun Diğer Öğretici Metin Türleri ile İlişkisi

MEKTUBUN DİĞER ÖĞRETİCİ METİN TÜRLERİYLE İLİŞKİSİ
Mektup, bir şey haber vermek, sormak, istemek, duyguları bildirmek vb. amaçlarla oluşturulan, alıcısı belli olan, sadece o alıcıya hitap eden, belli bir adrese posta, kargo, faks ya da İnternetle gönderilen metindir.

Özel mektubun, içten bir anlatımla kaleme alınması, konuşmaya benzer samimi bir hava taşıması ve çok eskiden beri “uzaklardan haber getirme” niteliğiyle birlikte anılması, özellikle gazete çevresinde gelişen öğretici metinlerin yazarlarını çeşitli bakımlardan etkilemiş, bu etkilenmeler sonucunda kimi yazarlar başka türlerde oluşturdukları metinlerde mektupların çeşitli özelliklerinden yararlanmışlardır. Bu tür metinlerin başlıklarında her ne kadar “mektup” kelimesi geçse, ilk cümleleri bir mektubun hitap cümlesi gibi olsa da bunlara gerçek anlamda mektup denemez. Bu tür metinler, bazı özellikleri yönüyle mektuba benzeyen ama içerik ve işlev bakımından mektup olmayan birer makale, fıkra, eleştiri, söyleşi, gezi yazısı ya da denemedir. Söz gelimi Nurullah Ataç’ın Okuruma Mektuplar isimli kitabındaki metinler, yazarın, 1951-1952 yılları arasında Pazar Postası’nda çıkan deneme ve söyleşilerinden oluşmuştur. Bunlar gerçek anlamda mektup değil, mektubun samimi havasından, hitap tarzından yararlanılarak yazılan birer deneme ya da söyleşidir. Benzer şekilde Ahmet Rasim, mektup biçiminde yazılmış fıkra ve sohbetlerini, Şehir Mektupları isimli eserinde bir araya getirmiştir. Cenap Şahabettin’in Hac Yolunda, Ahmet Rasim’in Romanya Mektupları, Falih Rıfkı Atayın Londra Konferansı Mektupları isimli eserleri, mektup biçiminde yazılmış gezi yazılarından oluşan metinlerin toplandığı kitaplardır. Namık Kemal, Ziya Paşa’nın Hârâbat isimli şiir antolojisini eleştirmek için Tahrîb-i Hârâbat ve Takîb isimli eleştiri kitaplarını yazmış, bu kitapları Ziya Paşa’ya seslenen birer mektup biçiminde düzenlemiştir.

Bu tür metinlerin ayırıcı özelliği, doğrudan yayımlanmak üzere yazılmalarıdır. Yani bu tür mektupların bir değil, birden çok alıcısı vardır. Aslında bu kişilere (bu mektupların muhataplarına) alıcıdan çok, okuyucu demek daha doğru olur. Bu tür mektuplarda belirli bir kişiye seslenildiğini ifade eden “Sevgili Kardeşim, Değerli Arkadaşım, Canım Oğlum, Kıymetli Meslektaşım” gibi sözler yerine çoğunlukla genel bir okuyucu kitlesine seslenildiğini ifade eden “Sayın Okurum, Sevgili Okurum, Ey Dost” gibi hitap sözleri kullanılır.

Mektubun çeşitli özelliklerinden yararlanılarak oluşturulan metinlerden biri de açık mektuptur. Açık mektup, kişiden kişiye seslenmekle birlikte o kişiye gönderilmek amacıyla değil de gazete, dergi gibi süreli yayınlarda ya da İnternet ortamında yayımlanmak üzere yazılmış mektuptur. Açık mektubun alıcısı, gerçek mektupta olduğu gibi bellidir ve bu kişi de çoğunlukla siyasi karar alma süreçlerinde etkili olan bir devlet adamı ya da kamuoyunun yakından tanıdığı önemli bir kişidir. Açık mektuplarda sadece göndericiyi ve alıcıyı ilgilendiren kişisel konular değil, geniş kitleleri ilgilendiren önemli güncel siyasi ve sosyal konular ele alınır; bu konularla ilgili görüş, öneri ve eleştiriler dile getirilir. Yazar, seslendiği kişiye ne demek istediğini kamuoyunun da bilmesini istediği için açık mektup yazar.