Milli Edebiyat Döneminde Hikaye

MİLLÎ EDEBİYAT DÖNEMİ HİKÂYESİNİN ÖZELLİKLERİ:

Tanzimat’la edebiyatımıza giren “hikâye“, zamanla Batılı anlamda olgunluğa ulaşmıştır. Millî Edebiyat Döneminde, “Genç Kalemler” dergisindeki “Yeni Lisan” makalesinde dile getirilen konulara, hikâye türündeki edebî ürünlerde de uyulmuştur. Özellikle Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Halide Edip Adıvar gibi yazarlarımız; hikâyelerinde Anadolu’yu ve Anadolu insanını sade bir dille yansıtmaya özen göstermişleridir. Bu sanatçıların ürünleri, millî bilincin oluşturulmasında önemli etki sağlamıştır.

MİLLÎ EDEBİYAT DÖNEMİ HİKAYESİNİN YAPI ÖZELLİKLERİ:

Olay:
Tanzimat ve Servetifünun Dönemi hikâyelerinde olaylar, genelde İstanbul’da geçmektedir. Özellikle Servetifünun Dönemi sanatçıları, kendi yaşamlarına paralel olarak aydın tabakanın hayatını ele almışlardır. Genelde saraylarda, köşklerde, Boğaziçi yalılarında, eğlence mekânlarında geçen aşk temalı hikâyeler yazmışlardır.
Millî edebiyat sanatçıları; Anadolu’yu gözlemlemiş halkı tanımış, hikâyelerinde olay örgüsünü Anadolu ve Anadolu insanı etrafında oluşturmuşlardır. Bu dönem sanatçıları; vatanın sadece İstanbul’dan ibaret olmadığını, savaş yılarında asıl sıkıntıyı Anadolu insanının çektiğini vurgulamış ve memleketten bahseden bir edebiyat oluşturmuşlarıdır.

Refik Halit Karay’ın “Memleket Hikâyeleri”, Ömer Seyfettin’in “Yalnız Efe” adlı hikâyesi; Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu“, “Kan Davası” gibi romanları bu tür olaylar çevresinde oluşturulmuştur. Bu eserler, “memleket edebiyatı” olarak anılan sanat anlayışının ürünleridir.

Kişiler:
Millî Edebiyat Döneminde yazılan hikayelerdeki kişiler, önceki dönemlere göre büyük farklılık göstermektedir. Çocuklar, askerler, memurlar, işçiler, yoksullar, ihtiyarlar, zulme uğrayanlar, tarihteki kahramanlar, kısacası toplumun her kesiminden insanlar bu dönemdeki hikâyelerin şahıs kadrosunu oluşturmuşlardır. Bu kişiler, hikâyelerde genelde fiziksel (biçimsel) görünüşleriyle ve davranış özellikleriyle anlatılmışlardır.

Zaman:
Millî Edebiyat Dönemi yazarları, genelde kendi yaşadıkları zaman diliminin sosyal konularını eserlerinde anlatmışlardır. Ancak zaman, sadece yaşanılan an ile sınırlı tutulmamıştır. Bu dönem sanatçıları; millî duyguları coşturmak ve kalıcı kılmak amacıyla uzak tarihimizin şanlı sayfalarını da hikâyelerine taşımışlardır. Ömer Seyfettin’in “Pembe incili Kaftan”, “Forsa”, “Başını Vermeyen Şehit” gibi hikâyeleri uzak tarihimizi; Halide Edip Adıvar’m “Himmet Çocuk” adlı hikâyesi Kurtuluş Savaşı Dönemindeki olayları anlatmıştır.

Mekân:
Sanatçılar, hikâyelerde İstanbul dışına çıkmışlardır. Bu dönemde Anadolu’nun farklı yerleri, Anadolu dışındaki Türklerin yaşadığı ortamlar, savaştaki cepheler mekân olarak seçilmiştir.

MİLLÎ EDEBİYAT DONEMİ HİKAYESİNİN TEMA ÖZELLİKLERİ:

Millî Edebiyat sanatçıları, hikâyelerde genelinde toplumsal temaları işlemişlerdir. Osmanlıcılık, Türkçülük, Batıcılık akımları; temaların belirlenmesinde ana etken olmuştur. Sanatçılar, eserlerini bu akımların ışığı altında oluşturmuşlardır.
Anadolu insanının yaşam koşulları, savaş yıllarında çekilen sıkıntılar, bağımsızlık, yanlış Batılılaşma, geçmişteki kahramanlıklar, vatan sevgisi… tema olarak işlenmiştir.
Millî Edebiyat Dönemi hikâyelerinde -geri planda da olsa- aşk maceraları unutulmamış ve bireysel temalara da yer verilmiştir.

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ HİKAYESİNİN DİL VE ANLATIM ÖZELLİKLERİ:

Bu dönemde yazılan hikâyelerin en belirgin özelliği dilin sade olmasıdır. Ömer Seyfettin, “Yeni Lisan” makalesinde Millî edebiyatın millî dille oluşabileceğini savunmuştur. Bu düşüncesi teoride kalmamış, hikâyelerinde sade bir dil kullanmıştır.
Bu dönem sanatçıları Osmanlı’nın en zor dönemlerinde yaşamış, pek çok savaş görmüş kişilerdir. Sanatçıların çoğu İstanbul dışına çıkmış, gerek Balkanlarda gerekse Anadolu’nun farklı yerlerinde bulunmuşlardır. Halkla iç içe olan sanatçılar, Anadolu’yu ve Anadolu insanını gözlemlemişler ve tanımışlardır. Eserlerinde gözlemlerini yansıtmışlardır. Gözlemle birlikte gelen tasvir, hikâyelerde kusursuzca uygulanmıştır.
Bu dönem hikayecileri; gözlemlerini gerçekçi bir bakış açısıyla yansıtmışlar, realist bir tutum sergilemişlerdir. Hatta bazı sanatçılar, bir adım daha ileri giderek eserlerini natüralist bir yaklaşımla kaleme almışlardır.

MİLLÎ EDEBİYAT DÖNEMİ HİKÂYESİNİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ

Batılılaşma süreciyle birlikte Avrupa’daki hikâyeler okunmuş, incelenmiş ve Türkçeye çevrilmiştir. Batı hikâyesinin tekniği sanatçılarımız tarafından öğrenilmiştir. Tanzimat Döneminin teknik kusurları yavaş yavaş ortadan kalkmıştır. Teknik olgunluğa erişilmeye başlanmış; olay, zaman, mekân, kişi ve anlatım bir bütünlük içerisinde verilmiştir.
Millî Edebiyat Dönemi sanatçıları hikâyelerini “Maupassani” tekniğine göre yazmışlar ve kendilerinden sonraki hikâyecilere bu konuda örnek olmuşlardır. Hikâyede, “Maupassant” ve “Çehov” olmak üzere iki tarz vardır:

Maupassant Tarzı Hikâye

  • Bu tür öykülere klasik vak’a (olay) öyküsü de denir. Olay öykülerinde olaylar zinciri; kişi, zaman, yer öğelerine bağlıdır.
  • Olaylar; bütün tezli eserlerde olduğu gibi serim, düğüm, çözüm sıralamasına uygun olarak anlatılır. Olay, zamana göre mantıklı bir sıralama içinde anlatılır. “Düğüm” bölümünde oluşan merak, “çözüm” bölümünde giderilir. Bu teknik, Fransız yazar Guy de Maupassant (Guy Dö Mopasan) tarafından geliştirildiği için bu çeşit öyküle “Maupassant” tarzı öykü de denir.
  • Türk edebiyatında “Maupassant tarzı” öykülerin en önemli temsilcisi Ömer Seyfettin‘dir.

Çehov Tarzı Hikâye:

  • Bu tür hikâyelere, durum öyküsü de denir. Bu tür hikâyelerde olay, merak öğesi ikinci planda kalır.
  • Kişisel ve sosyal düşünceler, duygu ve hayaller ön plana çıkar. Olay, ya hiç anlatılmaz ya da sezdirilir.
  • Durum öyküsü Rus edebiyatının önde gelen isimlerinden “Anton Çehov” tarafından geliştirilmiştir. Bu nedenle bu tür öykülere Çehov tarzı öykü denir.
  • Çehov tarzı hikâyenin edebiyatımızdaki en önemli temsilcisi Sait Faik Abasıyanık‘tır.

Millî Edebiyat Dönemi’nin başlıca hikâye yazarları şunlardır:

  • Ömer Seyfettin,
  • Refik Halit Karay,
  • Halide Edip Adıvar,
  • Yakup Kadri Karaosmanoğlu..