Paragraf Soruları

1. Önceki müdürün değerini bilemedik. Şimdi onu mumla arıyoruz. Boşuna dememiş atalarımız, ………. “diye!
Bu parçada anlatılanlara göre, boş bırakılan yere, aşağıdaki atasözlerinden hangisi getirilmelidir?

A) Dile gelen ele gelir
B) Başa gelen çekilir
C) Gelen gideni aratır
D) Gelen geçer, konan göçer
E) Akla gelen başa gelir

2. Kendimi ve yaptığım işi aşırı ciddiye almıyorum. Okuyucuyla aramdaki bağı gereğinden çok gererek kopma noktasına getirmiyorum. Kendimi ön plana çıkarıp sanatımın odak noktasına yerleştirmiyorum, ikide bir kendi dışıma çıkıyor, yazdıklarımı bir yabancı gözüyle okuyup değerlendiriyorum. Kitabımı okurken kendisini ellerime teslim eden okuyucuyu büyülemeye çalışıyorum. Köşe başlarında yolunu kesip aniden önüne çıkarak okuyucuyu korkutuyor, tam her şeyi kavradığına inandığı anda şaşkınlığa uğratıyorum.
Bu parçada, aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur?

A) Kitaplarınızın okunurluğunu nasıl sağlıyorsunuz?
B) Kendi yazdıklarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
C) Yazdıklarınızı nasıl etkili hale getiriyorsunuz?
D) Okuyucularınızın görüşlerinden nasıl etkileniyorsunuz?
E) Okuyucularla aranızdaki dengeyi nasıl koruyorsunuz?

3. Çoğumuz için edebiyat, iç cebimizde katlanmış bir mendil gibidir. Nezle oldukça başvururuz. Şöyle üşütüp de birkaç gün evde kaldık mı, gelsin bir iki roman, bir iki hikâye, bir iki şiir kitabı… Sonra aradan zaman geçer, hafızamızın kirli torbasına atıveririz o mendili.
Bu parçada anlatılanlara göre, yazarın kimlerden yakındığı düşünülemez?

A) Edebiyatın gerçek değerini anlamayanlardan
B) Edebiyatın boş zamanları değerlendirme özelliğini bilmeyenlerden
C) Kişiliğini edebiyat ürünleriyle zenginleştirmeyenlerden
D) Edebiyata hastalıkları sırasında başvuranlardan
E) Edebiyatın yaşamımızdaki yerini kavrayamayanlardan

4. Romanımızın durumu nedir, diye soruyorsunuz. Şöyle anlatayım size: Okuduğum birçok romanda, yazarlarımız, filin bir bacağını yakalayıp sayfalarca onu anlatıyorlar! Peki, filin bir bacağı anlatılmamalı mıdır? Elbette anlatılmalıdır. Ama ben, dört bacağıyla ve bütün haşmetiyle görmek istiyorum fili romanlarımızda… .
Bu sözleri söyleyen kişi, romancılardan, aşağıdakilerin hangisini beklemektedir?

A) Ayrıntıya girmekten kaçınmalarını
B) Konu seçimine özen göstermelerini
C) Konuyu bütün yönleriyle yansıtmalarını
D) Çarpıcı, etkileyeceği konuları ele almalarını
E) Anlatımdan çok, konuya önem vermelerini

5. Dickens, benzerine çok ender rastlanan bir edebiyatçıdır. Çünkü, Dickens’ı kültürlü kültürsüz her düzeyden insan okur. Kültürsüz insanlar, klasiklere hiç meraklı değildirler; ama Dickens çoktan bir klasik durumuna geldiği halde gene de meraklıdırlar ona. Böylece eğitimleri, beğenileri, akıl düzeyleri en değişik okuyucular Dickens’ı bambaşka açılardan değerlendirerek onun kitaplarını sevgiyle okurlar yüz elli yıldan beri.
Bu parçaya, göre Dickens’ın yapıtlarının en belirgin özelliği aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsanları aynı duygularda birleştirme
B) Her düzeydeki insana seslenebilme
C) ilginç olayları konu olarak seçme
D) Yaşamının gerçeklerini olduğu gibi anlatma
E) Yapıtlarını süssüz bir dille yazma

6. Bugüne değin “Çocuk Edebiyatı” adı altında yayımlanan yapıtlardan hangisini okuyup tat aldınız? Ben, pek azından tat alabildim. Çoğu yapıtlar, “Ahlak iyi şeydir, ahlaklı olun!” diye, çocuklara ders verme peşinde. Bu konuda yapıt verenler, laf ebeliğini bırakmalı; genç okuyucuya yorum özgürlüğü tanıyan yapıtlara yönelmelidir.
Bu parçada anlatılmak isteneni bütünüyle içeren yargı, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Büyüklerin tat almadığı yapıtlardan çocuklar da hoşlanmazlar.
B) Çocuk edebiyatı alanında henüz doyurucu bir yapıt verilememiştir.
C) Çocuk edebiyatında öğüt verilecekse, bu, laf ebeliğine düşülmeden verilmelidir.
D) Çocuk edebiyatında söylenmek istenen, öğütle değil, yoruma açık yapıtlarla verilmelidir.
E) Yetişkinlere zevk vermeyen bir yapıtın çocuklara zevk vereceği kuşkuludur.

7. Kimi sanatçılarımızda korkunç bir tutku, Batı dillerine çevrilmek! Öyle ki sanat anlayışını buna göre düzenleyenler bile çıkıyor, Paris’te bir şairimize, “Kötü değil şiirleriniz, ama bizde böyle şiir yazan çok şair var.” demişler. O da, yerli bir havaya bürünerek ilginç olacakmış Batılılar için! Batı’ya indeksli böyle sanatçıların fazla bir başarı göstereceklerini sanmıyorum. Hangi içeriği anlatacağını bilen, içten gelen bir itişle yaratıcılığa yönelen sanatçılarda görülmez böyle bir tutum.
Bu parçada vurgulanan düşünce, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Batılılarla yarışmayı göze alamayan bir sanatçı başarılı olmaz.
B) Sanat yapıtlarının değerlendirilmesinde ulusal ölçüler kullanılmalıdır.
C) Başarılı olmak isteyen sanatçı, yerel konulara öncelik vermelidir.
D) Özgün olmak isteyen sanatçı, Batılıların işlediği konulardan uzak durmalıdır.
E) Sanatçının başarısını, Batılılara ilginç gelmesi değil, yaratıcılığı belirler.

8. Bir satıcı, köprünün üstünde gelip geçenlere dil döküyor, sattığı nesnenin eşsiz güzelliklerini anlatıyordu. Başına toplananlar, merakla bekliyordu, acaba bu adam ne satacak diye… Sonunda satıcı, “Size, güneşi, her gün gözünüzün önünde duran, ama güzelliğini göremediğiniz güneşi satıyorum. Bakın, bakın! Sizin bütün hülyalarınızdan daha güzel değil mi?” dedi. Dinleyenler, güneşe baktılar; bir anda yüz hatları yumuşadı, yüzleri aydınlandı. Gerçekte, hepimizin bu satıcının sattığı şeye ihtiyacımız var. Yeter ki, baktığımız, dokunduğumuz, iç içe yaşattığımız bu güzellikleri görmeyi bilelim.
Bu parçada vurgulanmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yaşamımızı, gerçeklerin güzelliğini görerek anlamlı kılmalıyız.
B) Doğadaki gerçekler, hayalimizdekinden daha güzeldir.
C) insanların duygularına seslenerek onları etkilemek daha kolaydır.
D) İnsanlar, gerçeği, görmek istedikleri gibi algılarlar.
E) Güzellik, kişiden kişiye değişen bir kavramdır.

9. Ülkemizdeki “yerli malı eleştiri”nin ne olduğunu biliyorsunuz. Hani buna eleştiri değil de, övgü ya da yergi demek daha doğru. Birisi bir kitap yayımlıyor. Kötü bir kitap demiyorum, belki de çok iyi bir kitap… Ama, iş iyilikte kötülükte değil. Eş dost hep birlikte kaleme sarılıyor, aman şu çocuğu tanıtalım derken yapıtın değeri yok oluyor ortadan. Bu duruma düşen bir sanatçı, gerçek bir sanatçıysa, sevinir mi sanıyorsunuz!
Bu parçada söylenmek istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Gerçek sanatçı, yapıtları övüldüğü zaman sevinmeyen kişidir.
B) Sanat ürünlerinin reklamlarla daha çok satılacağını sanmak yanlıştır.
C) Eleştiri, övmek ya da yermek için değil, yapıtı değerlendirmek için yapılmalıdır.
D) Ülkemizde, eleştiri ile kitaplar tanıtma yazıları birbirine karıştırılmaktadır.
E) Bazı sanatçılar, reklamla, tanıtma yazılarıyla ün kazanmıştır.

10. Güzel şiir! Bir yeri güzelse, o şiir güzeldir. Ama geri kalan bölümleri de ortalama düzeyi tutturmalı. Zaten öyle olur. O bir kıymık güzelliği yakalayabilen şair, daha alt düzeye istese de inemez. Bu konuda rastlantı olamaz.
Bu parçada anlatılanlardan, aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Bir şiirde, küçük bir güzelliği yakalayan şair bile iyi şairdir.
B) Bir yeri güzel olan, ortalama bir düzey tutturan şiire, “güzel şiir” diyebiliriz.
C) Bir şiirin belli bir bölümünü bile güzel yazabilen şair, belli bir düzeyin altına düşmez.
D) Bir şiirde önemli olan, bütün güzelliği değil, parça güzelliğidir.
E) Bir şiirde belli bir düzey tutturulmuşsa, şiirin başka bölümleri çirkin olamaz.

11. Ahmet Haşim büyük bir şairdi. Çok önemli bir konuda yanıldı: Dilin değişmeyeceğini sandı, şiirlerinde düzyazılarındaki dili kullanmaktan kaçındı. Türkçenin er geç egemen olacağına inansaydı ne olurdu? Haşim’in şiir dili öyle bir eskidi, öylesine çağdışı kaldı ki bugün bu şiirleri yabancı bir şairin dizeleriymiş gibi çevirileriyle tanıyoruz. Bu da şiirlerindeki tadı yavanlaştırıyor.
Bu parçadan, Ahmet Haşim’le ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine varılamaz?

A) Şiirlerinin yanı sıra düzyazı türünde de eserler vermiştir.
B) Şiirlerinde kişisel duyarlılıkları işlemiştir.
C) Şiirlerinde yabancı sözcüklere çok yer vermiştir.
D) Düzyazılarında daha sade bir dil kullanmıştır.
E) Şiirlerindeki güzellik, dilinin eskiliğiyle gölgelenmiştir.

12. Yazar, ele aldığı konuları, sorunları çok iyi biliyor, onlara yeni bir açıdan bakıyor. Eskiden verilmiş yargıları, getirilmiş çözümleri olduğu gibi benimsemiyor. Onları kuşkuyla karşılıyor, üzerlerinde yeniden düşünüyor. Araştırmaya, soruşturmaya, kaynaklara yöneliyor,
Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisiyle nitelenemez?

A) Araştırıcı         B) Bilgili         C) Gelenekçi         D) Kuşkucu         E) Eleştirici

13. Gerilim vardır, karşılıklı çatışma vardır sanatın özünde. Sanatın, yoğun ve gerçek bir yaşantıdan doğması yetmez; ayrıca “kurulması”, nesnellik kazanarak bir biçim alması gerekir. Sanatçının ustalığının sonucudur sanatın özgürce boy atıp gelişmesi.
Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi, bir yaratının sanat eseri sayılabilmesi için sanatçının uyması gereken koşullardan değildir?

A) Nesnel olması
B) Biçime önem vermesi
C) Konuyu gerçeklerden alması
D) Gerçekleri yeniden kurgulaması
E) Özgür bir ortamda çalışması

14. Eskiden yazılan bilimsel nitelikli eserler, aynı zamanda edebiyat tadı almak için okunurdu. Batı’dan, Heredotos’un ‘Tarihler”i, Ksenofon’un “Anabasisl, Plutarkhos’un “Paralel Hayatlar”ı; Doğu’dan, Ahmedi’nin “İskendername”si, Hoca Sadettin’in “Tacüttevarihl, Evliya Çelebi‘nin “Seyahatname“si… bol bol bu tadı verirlerdi. Çünkü bunlar, bilimsel birer inceleme oldukları kadar, hatta ondan da çok, birer sanat eseri, birer “inşa” ya da “şiir” idiler.
Bu parçanın yazarı, düşüncesini geliştirmek için, aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur?

A) Tanımlamaya
B) Benzetmeye
C) Karşılaştırmaya
D) Örneklemeye
E) Tanık Göstermeye

15. Bu sabahla kapımı çalan ilkbahar, Hasretine sessizce kavuşan kalbim, Henüz kirlenmemiş gün, ümitli mevsim, Sevincimi paylaşan tanıdık kuşlar!
Şair, bu dizeleri, aşağıdakilerden hangisini belirtmek için yazmış olabilir?

A) Yaşama sevinçle başladığını
B) Hasret çektiği bir şeye kavuştuğunu
C) Kuşları kendisine yakın bulduğunu
D) Mevsimin, içini sevinçle doldurduğunu
E) Gelecek günlerden umutlu olduğunu

CEVAP ANAHTARI

1. C       2. D       3. B      4. C      5. B        6. D       7. E       8. A       9. C       10. D       11. B      12. C     13. E     14. D       15. A