Paragraf Yorumu Test

1. Kompozisyon; duygu ve düşünceleri sözlü ya da yazılı olarak, düzgün bir biçimde anlatmaktır. Yaşamımızın her döneminde sözlü ya da yazılı anlatıma başvururuz. Öğrenciysek, deftersiz, kalemsiz, okumasız, yazmasız günümüz yoktur. Ders hazırlıyoruz, ödev yapıyoruz, yazılı yoklamalara giriyoruz… Bu uğraşların her biri birer sözlü ya da yazılı anlatım. Başarımızı, anlatımımız sağlıyor, başarısızlığımızda da anlatım eksikliği, bozukluğu yatıyor.
Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın başlığı olmaya en uygundur?

A) Öğrenci ve Anlatım
B) Kompozisyon Sorunu
C) Kompozisyonun Yaşamımızdaki Yeri
D) Anlatım Türleri
E) Öğrenci ve Kompozisyon Dersi

2. Öyle şiir çevirileri görüyorum ki, bugün bizde yazılan şiirlerden ayırt edilemiyor. Bundan ötürü, yabancı dillerden çevrilen şiirlerin çoğu, bize yeni bir şey kazandırmıyor. Hatta böyle çeviriler, bizim ozanlarda, o büyük yabancı ozanların da kendileri gibi yazdıkları kanısını yerleştiriyor. Bu nedenle …..
Bu parça, aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir?

A) dilimize çevirdiğimiz yabancı ozanları yenileştirmeye kalkmamalıyız
B) bir şiirin başka dillere kolay çevrilemeyeceğini bilmeliyiz
C) ozanlarımız, yabancı dillerden yapılan çevirileri okumamalıdır
D) yabancı ozanları dilimize çevirmekten kaçınmalıyız
E) yabancı ozanların şiirimize katkıları olmayacağını bilmeliyiz

3. “El Kızı”, Orhan Kemal‘in ünlü bir romanıdır. Bu romandan bir televizyon dizisi yapıldı. TV dizisi yapılmak amacıyla katledilmiş bir yapıt daha! İyi ki yazar, El Kızı’nı izlemedi, diye düşünüyorum. Orhan Kemal gerçeği, bol gözyaşlı ve düzeysiz kurgusuyla bir Yeşilçam melodramına dönüşüvermiş. Yazık!..
Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?

A) Uyarlanan yapıtın niteliğinin yok edilmesinden
B) Romanların, yazarından habersiz olarak televizyona uyarlanmasından
C) Kimi romanları televizyon dizisi yapma anlayışından
D) Televizyon dizilerinde, yazarların ününden yararlanma isteğinden
E) Melodrama uygun olmayan yapıtların dizi haline getirilmesinden

4. Bu iş, buyrukla olmaz! Ortaçağ Fransa’sı şiirinde noktalama var mıydı? Latin, Yunan, Arap şiirinde noktalama var mıydı? Yoktu! Daha doğrusu, noktalama denen şeyi bu ülke sanatçıları sonra sonra bir dereceye kadar öğrendi… Nedir dize? Sözdeki nefes alma disiplinidir, işte noktalama da dizenin yaptığını yapar. Dizeye ayrıca bir de noktalama koyarsak, dizenin tekerine çomak sokmuş oluruz.
Parça yazarı, bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisine karşı çıkmaktadır?

A) Şairlerin işine karışılmasına
B) Noktalamasız şiir yazma anlayışına
C) Dizeyi bilmeyenlerin şiir yazmasına
D) Şiirde noktalama işaretleri kullanmaya
E) Dünya edebiyatını tanımadan şiir yazmaya

5. Kentli aydınlarla tanıştığımda, gördüm ki, çoğu köyle ilgili gerçekleri bilmiyor. Köyün toplumsal yaşamını, geleneklerini; yöresel konuşma biçimlerini, deyimlerini ve sözcüklerini bilmiyor. Bu nedenle de aydınların, köylü ile bağı kopuktu.
Parçanın yazarına göre, aydınların köylüden kopmasının nedeni, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kırsal kesim sorunlarına yüzeysel yaklaşmaları
B) Köy kökenli insanları ve yazarları küçümsemeleri
C) Eserlerinde köyün gerçeklerini göz ardı etmeleri
D) Köyün gerçeklerine, değerlerine ve yaşam biçimine yabancı kalmaları
E) Yöresel konuşmaları, deyimleri ve sözcükleri kullanmaktan kaçınmaları

6. Bir doktor, “Ameliyattan çok korkuyorum, Doktor Bey; ameliyat başarılı olacak mı, ne dersiniz?” diyen hastasına: “Korkma, metin ol! Bu ameliyatı en az elli sefer yaptım; bu sefer mutlaka başaracağım.” karşılığını veriyor. Bu karşılık, hastanın yaşama umudunu büsbütün kırıyor.
Bu parçada sözü edilen hastayı umutsuzluğa düşüren, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Doktorun yanıtındaki “bu sefer başaracağım” sözü
B) Doktorun korkuyu ve direnmeyi söz konusu etmesi
C) Benzer ameliyatlarda ölen hastaların çokluğu ”
D) Doktoru, böyle ameliyatlar için yetersiz bulması
E) Doktorun sözlerinden, hastalığının çok ilerlediğini anlaması

7. O, bir ayrıntı ustasıdır. Bir romanında, olaylar 1930’lu yıllarda mı geçiyor?.. O zaman kahramanları, örneğin filtreli sigara içmez, gökdelenlerde çalışmaz, telsiz telefonlarla konuşmaz, Tofaş ürünü otomobillere binmez, kaloriferli ve asansörlü evlerde hiç oturmaz. Bu nedenle kahramanları kanlı canlıdır; inandırıcılık gücünü de büyük ölçüde buradan alır.
Bu parçaya göre, sözü edilen yazarın yarattığı kahramanların “inandırıcılık gücü“, aşağıdakilerden hangisine bağlanabilir?

A) Ayrıntılı bir biçimde anlatılmalarına
B) Şehirde yaşayanlar arasından seçilmelerine
C) Gelir düzeyi düşük kesimden olmalarına
D) Gerçek hayatta rastlanabilir kişilerden olmalarına
E) Dönemin koşullarına uygun olarak yaşatılmalarına

8. Emile Zola bile, “Sanat, doğanın bir kişilik açısından görünüşüdür.” der. Bir sanatçı gerçeğe ne denli bağlanmak istese de bu olguyu yadsıyamaz. Çünkü, salt gerçeği yazmak sanat sayılsaydı, en kusursuz sanat fizik olurdu. İşte, bilimle sanatın ayrım noktası burası!..
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi savunulmaktadır?

A) Emile Zola, doğayı olduğu gibi yansıtamamıştır.
B) Sanat, gerçeğin öznel bir yaklaşımla yansıtılmasıdır.
C) Bilimle sanatın ayrım noktası hayal gücüdür.
D) Fizik, gerçeği anlatmanın en sağlam yoludur.
E) Bir eser, gerçekten uzaklaştıkça sanat değeri kazanır.

9. Diyelim Yahya Kemal’e vurgunsunuz, içkiye, tütüne alışır gibi Yahya Kemal’e alışmışsınız. Daha okul sıralarında şiire karşı bomboşken, en güzel, en başarılı şair olarak onu sürmüşler önünüze. Dinlemişsiniz, kafanıza, kulağınıza hoş gelmiş. “Ne güzel!” diyerek kendinizi bırakmışsınız. Bu gevşeme içinde, giderek Yahya Kemal’e benzemeyen hiçbir şairi beğenmez olmuşsunuz. Yanlış anlaşılmasın, Yahya Kemal’i eleştirmek için söylemiyorum bunları. Orhan Veli’ye alışıp da onun dışındakileri küçümseyenler için de söylüyorum bu sözleri.
Bu parçada vurgulanan, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şairler arasında ayrım yapmamalı, birini ötekinden üstün görmemeliyiz.
B) Yahya Kemal, pek çok insanımızı etkilemiş ünlü bir şairdir.
C) Tek şaire bağlanıp onun dışındakileri küçümseyenler, alışkanlıklarına tutsak olanlardır.
D) Başarılı şairlerin, okuyucuyu etkileyen şairler olduğunu unutmamalıyız.
E) Yahya Kemal de Orhan Veli de Türk şiirini geliştirmiş şairlerdir.

10. Bir dostum, bana genç bir şairin şiirlerini göndermiş, şiirlerinin yayımlanmasına yardım etmemi istemişti. Şiirleri pek sevemedim. Genç arkadaşın biraz daha çalışması gerektiğini yazdım karşılık olarak. Gelen ikinci mektupta, genç arkadaşın şiiri çok sevdiği belirtiliyor, şiirlerini yeniden gözden geçirmem öneriliyordu. Dostuma şöyle dedim: “Gecesi gündüzü şiirle geçen Nurullah Ataç da şair değildi.”
Bu parçadaki sözleri söyleyen kişinin vurgulamak istediği, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yetenekli her insan şair olamaz.
B) Sanatta, dostluk ilişkileri geçerli değildir.
C) Kendisini şair sanan herkesi desteklemek gerekmez.
D) Şair olmak için şiir sevgisi yeterli değildir.
E) Ancak iyi şairler, sanat çevrelerinde dost bulabilirler.

11. Önemli olan, sanatçının üretmesidir. Bundan dolayı, sanatsal açıdan ortaya çıkabilecek açıkları hoşgörüyle karşılamak gerekir. Açık vermeyeceğim diye hiç üretim yapmayan bir sanatçıdan çok, açık vererek sanatsal üretimini sürdüren bir sanatçıyı yeğlerim.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

A) Üretken sanatçının açık vermesi hoşgörüyle karşılanmalıdır.
B) Sanatsal üretimde önemli olan açık vermemek değil, üretkenliği sürdürmektir.
C) Verimli bir sanatçı, açık vermek zorunda kalabilir.
D) Sanatsal üretim adına açık veren sanatçıyı kınamamak gerekir.
E) Sanatçının üretebilmesi için açık vermesi gerekir.

12. E. Hemingvvay’in eserlerini aslından okuyanlar, bunların yazılışlarında ki dil güzelliğine hayran olurlar. Çünkü o, her hikâyesini altı yedi kez yeni baştan yazar; her yazışından sonra dinlendirir; soğukkanlılıkla üzerinde düşünecek kadar zaman bırakırdı. Kendisini yakından tanıyanlar eserlerinde hayatından izler olduğunu da bilirler.
Bu parçada, Hemingvvay ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Eserlerinin diline önem verdiğine
B) Eserleri üzerinde çok çalıştığına
C) Yaşamını eserlerine yansıttığına
D) Yayınladığı eserleri yeniden ele aldığına
E) Eserlerini nesnel ölçülerle değerlendirdiğine

13. Dedem kravatını takmış, gömleğinin yakası her zamanki gibi kolalı, gençleri andıran modern giyimiyle ağır ağır giriyor salon kapısından. Kimsenin yerinden kalkmamasını, rahatını bozmamasını eliyle işaret edip koltuğuna oturuyor. Dedemin geçmişe ilişkin sohbetleri, Abdülhamit dönemi, eski halılar ve antikalar üzerinedir daha çok. Anneannemin yiyecek içecek konusundaki tatlı gevezeliğine laf katmasa da, onaylayıcı bakışlarıyla sohbetin devamından yana olduğunu sezdiriyor.
Bu parçada, söz konusu edilen kişinin, aşağıdaki özelliklerden hangisine sahip olduğunu gösteren bir ipucu yoktur?

A) Ailede saygı gören
B) Geçmişe özlem duyan
C) Katılmadığı sohbetleri bozmayan
D) Giyimine özen gösteren
E) Evde belirli bir yeri olan

14. Bitkilerin en özgürüdürler yabani otlar. En asileri… En güçlüleri… Soğuğa sıcağa, kara tufana karşı yorulmaksızın savaşırlar. Çoğu zaman kazanırlar. O zaman, kaya diplerinden gülümserler bize. Bazen de yenik düşerler, insan denen yaratıkların sonradan görmüşlerine. Saçları başları yolunur; yerlerini ithal çim tohumları, Japon gülleri alır. Sonradan, benim gibi doğanın en doğalına vurgun olanların gözlerinde tüter, burnunu sızlatırlar uzun yıllar.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?

A) Deyimlere
B) ikilemelere
C) Hitaplara
D) Niteleyici sözlere
E) Bitirilmemiş cümlelere

15. Ne var ki sanki park olduysa eski mezarlık Yalandır, yıllar falan geçmemiş aradan Sen her zaman on dört yaşında, ben yirmi bir Güzelsen, âşıksam, alışmalısın artık Bahar geldi işte; düğünümüz ne zaman
Bu dizelerin şairi, seslendiği kişiye aşağıdakilerden hangisini söylemek istemiştir?

A) Bahar mevsiminin duygularını coşturduğunu
B) Geçen yılların duygularını değiştirmediğini
C) Zamanın, güzelliğinden bir şey götürmediğini
D) Mezarlıkların park yapılmasına karşı olmadığını
E) Başkasından duyduklarına inanmasını istemediğini

CEVAP ANAHTARI

1. C      2. A      3. A       4. D     5. D      6.A      7. E      8. B      9. C      10. D     11. E      12. D      13. B      14. C       15. B