Pınar Kür – Asılacak Kadın Kısa Bir Değerlendirme

ASILACAK KADIN ( Pınar Kür )
Öz ağası öldürüldükten sonra üvey ağası tarafından dövülen, aşağılanan Melek’in hikayesidir “Asılacak Kadın”.
Hüsrev Bey, annesine baksın diye Melek’i yalısında çalıştırmaya başlar. Annesi ölünce Melek’i toplumun gözünde asılacak kadın yapar. Asılması gereken toplumdur aslında.

“Baskıya karşı çıkmayacak şekilde yetiştirilmiştir.” Melek. s. 144
“Bilmiyordu baskıya karşı başkaldırılabileceğini; baskıyı, zorbalığı yaşamın doğal bir öğesi bellemişti. Bu baskıyı erkeklerin kurması da doğaldı onun için. Çünkü güçlü olan onlardı; hep başta olan, her şeye egemen olan.” s. 144
Başsavcı Faik İrfan Elverir’in gözünde ‘Asılacak Kadın’dır Melek, Yalçın’ın gözünde kur-ta-rı-la-cak kadın. Bir çiçek. Hangi çiçek olduğu önemli değil. Yalçın bütün çiçekleri sever. Belki bir manolyadır Melek, ağacın başında beyaz, düşünce yerde kararan.
Kendisine sorsan kimdir Melek? O, susmuştur daima. Çünkü hayatta kimse onun görüşünü sormamıştır. Öğrenilmiş bir kabulleniş. . . Sadece sevmeyi merak eder :
“. . . esasında o sevmek işte bir türküymüş demek ak saçlı bir dedenin türküsü biçaresiz ihtiyarın çatlak sesiymiş.” s. 89

“ecel tuzağını açamaz mısın
açıp da içinden kaçamaz mısın
azad eyleseler uçamaz mısın
kırık mı kanadın kolların hani
bunda yorgan döşek yastık var mıdır
bu geniş dünyada yerin var mıdır
dalın tahta duvar önün yar mıdır
yeşil başlı sunanm göllerin hani” s. 88