Tanzimat Dönemi Edebiyatında Tiyatro

TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATINDA TİYATRO
1. Tanzimat’la birlikte edebiyatımıza giren türlerden biri olan Batı tiyatrosunun meddah, ortaoyunu, karagöz, kukla vs geleneksel seyirlik tiyatrolarımızdan en önemli farkı belli bir metne dayalı olmasıdır.

2. Edebiyatımızda metne dayalı ilk tiyatro eseri Şinasi‘nin 1859’da kaleme aldığı ve ilk defa Tercüman-ı Ahval‘de neşredilen “Şair Evlenmesi” isimli tek perdelik töre komedyasıdır.
(Aslında ilk tiyatro oyunu, Şinasi’nin bu eserinden daha önce kaleme alınan “Hikâye-i İbrahim Paşa be-İbrahim-i Gülşenî” isimli oyundur. Fakat , Abdülhak Hamit‘in babası olan  tarihçi Hayrullah Efendi‘ye ait bu tiyatro , çok geç yayımlandığı için Şinasi’nin eserinin ilk olma özelliği ortadan kalkmaz.)
♦ Klasik Moliere komedyasının nitelikleriyle geleneksel Türk tiyatrosunun espri unsurlarının güzel bir karışımı olan ve hem sahne tekniği hem de sahne dili yönünden son derece başarılı bir tiyatro olan Şair Evlenmesi görmeden  evlenmenin sakıncalarını konu edinir.

Şair Evlenmesi

Şair Müştak Bey’e aşık olduğu kız Kumru Hanım yerine onun çirkin ve yaşlı ablası Sakine Hanım’ı nikâhlarlar. Müştak Bey ilk gece kendisine kurulan tuzağı anlar ve bir hata olduğunu söylese de imamın ve mahallelinin baskısıyla bu evliliğe zorlanır. Fakat  en iyi dostu Hikmet Efendi, imamın cebine bir kese altın koyarak hatanın giderilmesini sağlar.

Tanzimat edebiyatının ilk kuşağının en verimli tiyatro yazarı Namık Kemal‘dir. Vatan ve kahramanlık konularını güçlü bir anlatımla ele aldığı “Vatan Yahut Silistre” (1873), uzun zaman aşılamayacak bir sahne ve seyirci rekoru kırmıştır, ilk defa Güllü Agop yönetimindeki Gedikpaşa Osmanlı Tiyatrosu‘nda oynanan oyun, gösterilere neden olmuş, Yaşasın vatan, yaşasın millet!” nidaları arasında sahneye çıkarılan Namık Kemal alkışlanmıştır. Tiyatronun sahnelenmesinin akabinde galeyana gelen insanlar, protestolarını sürdürerek İbret gazetesine oyunu öven bir yazı bırakmış, benzer olaylar sonraki gecelerde de yinelenince o dönemin hükumeti, gazeteyi kapatmış ve Namık Kemal, Ahmet Mithat, Ebuzziya Tevfik gibi kimi sanatçıları sürgüne göndermiştir.

Vatan yahut Silistre

İslam Bey, savaş çıkınca nişanlısı Zekiye ile vedalaşır ve cepheye gider. Onun gönüllülere “Beni seven arkamdan ayrılmaz!” dediğini duyan Zekiye de erkek kılığına girerek Âdem adıyla gönüllülere katılır. Silistre Kalesi komutanı Albay Sıtkı Bey, çelimsiz bulduğu Âdem’i geri göndermek istese de onun kalmakta ısrar edişi üzerine vazgeçer. İslam Bey yaralı haliyle Abdullah Çavuş ve Âdem’le birlikte gidip düşman cephaneliğini havaya uçurur. Düşman, kalenin kuşatmasını kaldırıp geri çekilince Âdem’in kimliği ortaya çıkar. Sıtkı Bey’in de Zekiye’nin öldü sandığı babası olduğu ortaya çıkar. Zafer kutlamaları arasında islam’la Zekiye’nin düğünleri yapılır.

Namık Kemal’in en popüler oyunu Vatan yahut Silistre, tiyatro tekniği bakımından en başarılı oyunu ise yine vatan ve kahramanlık temalarını işlediği “Gülnihal” (1875)dir. Yazar, “Zavallı Çocuk” (1873) ve “Akif Bey” (1874) adlı dramlarında aile kavramı etrafında aşk temasını ele almıştır. Tarihi bir tiyatro olan ve okunmak için yazdığı “Celalettin Harzemşah” (1875) ise sahne değerinden çok yazarın edebiyat anlayışını ve bizdeki tiyatro çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerini yansıtan önsözü ile önem taşır. Ölümünden çok sonra yayımlanan (1910) “Kara Bela” da tahi bir oyun olup konusunu Hint – Babur tarihinden alır. Bu son eser yazarın en zayıf oyunudur.

5. Ahmet Mithat Efendi yayımlanmış yedi oyunuyla Tanzimat tiyatrosuna katkıda bulunmuştur. Bu oyunlar, dilinin yalınlığı, diyaloglarının doğallığı ve sahneye konma kolaylığı bakımından Şin-si’nin Şair Evlenmesi‘ni hatırlatır.

6. Ahmet Vefik Paşa ve Direktör Ali Bey, Tanzimat tiyatrosunu Moliere‘den yaptıkları çeviri ve adaptasyonlarla beslemişlerdir.

7. Tanzimat edebiyatının ikinci kuşağını temsil eden Recaizade Mahmut Ekrem‘in tiyatro çalışmaları üstadı Namık Kemal’den önce başlamıştır. “Afife Anjelik” (1869) Türk tiyatrosunun ilk dramıdır. Ancak yazarın bu ve diğer dramlarının başarılı olduğu söylenemez. 1875’te yazılan ve başarılı bir komedi sayılan “Çok Bilen Çok Yanılır” ise yazarın ölümünden sonra yayımlanmıştır.

8. Tanzimat döneminde eserlerinin sayısı bakımından en verimli yazar Abdülhak Hamit’tir. Basılmamış iki tiyatrosuyla 25 oyunu olan yazarın bu eserlerinin hemen hepsi trajedi türündedir. Bunların bazıları nesir, bazıları nazım biçiminde, bazıları da nazım – nesir karışık yazılmıştır, ilk üç tiyatrosu, Macera-yı Aşk, Sabr ü Sebat ve İçli Kız, Namık Kemal’in Zavallı Çocuk adlı dramının etkisinde yazılmışlardır. Daha sonraki oyunları ise Fransız klasik trajedileri ile Shakespeare romantizmi arasında bir etkilenmenin ürünüdürler. Sahne dili ve tekniği bakımından ağır eleştiriler alan ve hepsi de okunmak üzere yazılan bu oyunlar konu zenginliği, karakter tahlilleri bakımından Türk tiyatrosuna katkı sağlamıştır.