Tanzimat Dönemi Edebiyatını Etkileyen Siyasi Yapı

TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATINI ETKİLEYEN SİYASİ YAPI

XVII. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti, dışarıda ve içeride (devletin kendi valisi olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa‘ya bile söz geçirememesi vb.) başarısız olmuş ve buna bağlı olarak sarsıntılar geçirmeye başlamıştır; bu durumunu kurtarmak için (ordudan başlayarak) birtakım yenileşme hareketlerine girişmiştir.

XVIII. yüzyıl başlarında Lale Devri ve aynı yüzyıl sonlarında, III. Selim Devri, facia ile biten yenilik hareketlerine sahne olmuştu. XIX. yüzyıl başında ise eski devrin başarısız ve acı deneyimlerine rağmen, yenileşme ve Batılılaşma, bir ölüm kalım davası olarak ele alınmıştır. III. Selim‘den (1789 -1807) günümüze kadar süren zaman; bizim için atılımlar, duraklamalar, bazen yeniliğe karşı direnişler ve kendimize dönüş kaygıları ile dolu fakat sürekli Batılılaşmaya dönük olarak devam etmistir.

II. Mahmut, 1826’da Yeniçeri Ocağı‘nı kaldırmak suretiyle zorbalığın ve geri kalmışlığın en büyük desteğini (onunla beraber kültür ve geleneğimizin bazı unsurlarını’da) yıkmış oldu. “Gülhane Hatt-ı Hümayunu” olarak da adlandırılan Tanzimat Fermanı, Sultan Abdülmecit döneminde 3 Kasım 1839’da İstanbul’da Topkapı Sarayı önündeki Gülhane Parkı‘nda Mustafa Reşit Paşa tarafından okunmuştur. Bu fermanla birlikte padişah kendi yetkilerini kısıtlamış, gayrimüslim azınlıklara önemli haklar verilmiş, insan hakları, hukuk alanlarında önemli yeniliklere gidilerek devletin yeniden yapılanması sağlanmıştır. Tanzimat Fermanı, aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin tüm kurumlarıyla Batı’ya yöneldiğinin resmî belgesi olmuştur.
Bütün bu nedenler ve nedenlere bağlı yenileşme hareketleri, Tanzimat Dönemi edebiyatının siyasi zeminini oluş-turmuştur.