Olay Örgüsü

OLAY ÖRGÜSÜ

  • ♦ Anlatmaya bağlı metinlerde her şeyden önce bir anlatıcı ve anlatılacak, hikâye edilecek bir olay gereklidir. Anlatıcı, her ne kadar metnin temel ögesi olsa da, olayı ya da hikâyeyi anlatmak için var olan bir araç konumundadır. Olay ise aslında metne değil, hayata ait bir parçadır.Çünkü olay çoğu zaman hayatta rastladığımız, rastlayabileceğimiz bir şeydir. Sanatçı onu hayattan ödünç alır ve kişi kadrosu, zaman, mekân ögeleriyle bir araya getirerek yeniden biçimlendirir. Başka bir deyişle, sanatçı gerçek yaşamdan aldığı öğelerle zihninde tamamen kendi yorumu olan bir dünya inşa eder ve eserinde bu kurmaca (itibari / fiktif) dünyayı anlatır. İşte olay örgüsü, sanatçının yarattığı kurmaca dünya içinde düzenlenmiş olaylar bütünüdür.
  • ♦ Olay örgüsünün tanımını yapalım. Öyküyü, “olayların zaman sırasına göre düzenlenerek anlatılması” biçiminde tanımlamıştık. (Yazar, bizim olay zinciri dediğimiz kavrama öykü diyor.) Olay örgüsü de olayların anlatımıdır; fakat burada üstünde durulan nokta, olaylar arasındaki sebep-sonuç ilişkisidir. “Kral öldü, arkasından kraliçe de öldü.” dersek, öykü olur. “Kral öldü, sonra üzüntüsünden kraliçe de öldü.” dersek, olay örgüsü olur. Zaman ‘ sırası bozulmuş değildir, ancak neden-sonuç ilişkisi yanında iyice gölgede kalmıştır. Şöyle diyelim: “Kraliçe öldü, nedenini kimse bilmiyordu; sonradan anlaşıldı ki, kralın ölümüne duyduğu üzüntüden ölmüş.” Bu, içine gizem katılmış bir olay örgüsüdür ve üstün gelişme olanakları bulunan bir örgü biçimidir.

Olay Örgüsü İnsana Özgü Gerçekliği Anlatır:

  • ♦ İnsana özgü gerçeklik, yaşanan somut gerçeklik değildir yalnızca. Yani insana özgü gerçeklik denince aklımıza insanın her zaman ve her yerde yaşamış olduğu aşk, ayrılık, özlem, yalnızlık, kıskançlık, karamsarlık gibi duygular gelmemeli sadece. Ya da işsizlik, sömürü, cahillik, yabancılaşma, bunalım gibi sorunlarla sınırlı değildir insana özgü gerçeklik. Çünkü insanın yaşadıkları kadar, yaşamadıklarının da bir gerçekliği vardır. İnsan bu dünyada, yaşadığı somut gerçeklerin yanı sıra, hayalleriyle, tasarılarıyla, fantastik ya da ütopik düşünceleriyle, dış dünyaya yansımamış karmaşık ve anlaşılmaz duygularıyla, iç çatışmalarıyla da vardır. Olay örgüsünün kurmaca olması, insana özgü gerçekliği yansıtmadığı anlamına gelmez bu nedenle. Tam tersine, kurmaca dünya, insana özgü gerçekliği daha çok anlatır.

Olay Örgüsü – Olay Zinciri

  • ♦ Olay örgüsü, okuyucuda veya dinleyicide estetik bir haz uyandırmak amacıyla sanatçı tarafından düzenlenen bir kurgudur; bu nedenle olay örgüsünün gerçek hayatta yaşanmış olması veya yaşanması mümkün değildir. Sanattaki gerçeklikle yaşamdaki gerçekliğin hiçbir zaman aynı olmamasının bir sonucudur bu. Sanatçı, yaşanan hayattan eserinde ne kadar yararlanırsa yararlansın nihayetinde gerçek dünyadan farklı, kurmaca bir dünyadır onun dünyası.
  • ♦ Yazar gerçek yaşamdaki olayları değiştirmeden olduğu gibi anlatırsa bu durumda olay örgüsünden değil, olay zincirinden söz edebiliriz.
  • ♦ Olay zincirinde amaç okura estetik zevk vermek değil, onu bilgilendirmektir. Biyografi, anı, gezi gibi öğretici metinlerde olay zinciriyle karşılaşırız.