Söylev (Nutuk – Hitabet)

SÖYLEV (NUTUK – HİTABET)

  • ♦Bir topluluğu belli düşünceler doğrultusunda etkilemek, duygulandırıp coşkulandırmak amacıyla yapılan konuşmaya “söylev” denir.
  • Eskiden bir topluluk karşısında söz söylemenin inceliklerini öğreten bilgi dalı ya da sanata “hitabet“; topluluk karşısında yapılan konuşmalara “nutuk” ve konuşmacılara da “hatip” denmiştir.
  • Bugün hitabet ve nutuk yerine “söylev”, hatip yerine de “söylevci” denmektedir.
  • ♦ Başarılı bir söylev için öncelikle konuşmacının kendine güvenmesi ve söyleyeceklerinin doğruluğuna inanması gerekir. Ayrıca, tonlamaya ve uygulamaya dikkat edilmesi, jest ve mimiklerden yararlanılması, kısa ve değişik yapılarda cümlelerle oluşan canlı ve hareketli bir dil kullanılması da iyi bir söylevin koşullarından sayılır.
  • ♦ Söylevin dinsel, askeri, hukukî, akademik, siyasi olmak üzere farklı türleri vardır.
  • ♦ Batı edebiyatının ilk tanınmış söylevcileri eski Yunan edebiyatında Demosthenes (M.Ö. 385 -320); Latin edebiyatında Çiçero (M.Ö.106 -43)dur.
  • ♦Türk edebiyatında Orhun Yazıtları ilk söylev örneği kabul edilmekle birlikte söylev türü II. Meşrutiyet döneminde gelişmeye başlamış, özellikle siyasi söylev alanında önemli isimler yetişmiştir. Rıza Tevfik Bölükbaşı, Ömer Naci, Selim Sırrı , Tarcan, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Halide Edip Adıvar, Mustafa Kemal Atatürk, Behçet Kemal Çağlar, İsmet İnönü bu alanda ün kazanmışlardır.
  • Söylevde dilin alıcıyı harekete geçirme işlevi ile heyecana bağlı işlevi, zaman zaman da dilin kanalı kontrol etme işlevi kullanılır.