Tanzimat Edebiyatı Roman ve Hikayeleri Genel Özellikleri

TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATINDA ROMAN ve HİKÂYENİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1. Tanzimat öncesinde roman kavramına yabancı olan toplumumuzda hikâye kavramı Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı gibi halk hikayeleriyle özdeş tutulmuş; bu tür halk hikâyeleri ve mesneviler bir bakıma Batı’daki roman geleneğinin yerini tutmuştur. Türk okuyucusunun romanla tanışması ise Yusuf Kamil Paşa‘nın Fenelon‘dan çevirdiği Telemak romanıyla olmuş (1862), bu ilk çeviriyi Mağdurin (Sefiller), Robinson Crusoe, Monte Kristo, Atala, Pol ve Virjini çevirileri izlemiştir.

2. Tanzimat Dönemi’nde edebiyatımıza giren hikâye türünde ilk yerli ürünler Ahmet Mithat Efendi‘nin 1870’te yayımlanmaya başlayan “Kıssadan Hisse” ve “Letaif-i Rivayet” adlı eserleridir.

3. Emin Nihat Beyin (on hikâye olarak tasarlanan, ancak yedisi basılan) “Müsamaretname” (Gece Toplantıları) adlı eseri de aynı yıllarda (1872 -1875) yayımlanmıştır. Yazarın, bu hikâyeleri Boccacio‘nun Decameron adlı eserinden esinlenerek yazdığı sanılmaktadır.

4. Bu ilk hikâyelerde topluluk içinde anlatılan meddah hikâyelerinin etkisi ve tekniği görülür.

5. İlk yerli roman, Şemsettin Sami‘nin yazdığı ve 1873’te bölümler halinde yayımına başlanan “Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat” (Talat ve Fitriat’ın Karşılıklı Aşkları) romantik bir aşk macerası etrafında görmeden evlenme geleneğinin doğurduğu bir dramı işler. Gerek karakter tahlilleri gerek teknik bakımından zayıf bir eser olup ilk yerli roman olmanın ötesinde fazla bir değer taşımaz.

6. Tanzimat edebiyatında en çok roman yazan kişi Ahmet Mithat Efendi olmuştur. Halk için romancılık çığırının öncüsü olan yazar, ilk romanını 1874’te Hasan Mellah (Sır İçinde Esrar) ile vermiş, bu romanını Dünyaya ikinci Geliş (1874), Hüseyin Fellah (1875) ve Felatun Bey’le Rakım Efendi (1875) romanları izlemiştir.
Felatun Bey’le Rakım Efendiyanlış Batılılaşma temasını işleyen ilk romandır. Eserde Batılılaşmayı tüketim kültürü boyutuyla algılayan alafranga züppe tipi (Felatun Bey) anlatılmış ve bu tipin daha iyi canlandırılması için karşısına Avrupa kültürünü özümsemiş Rakım Efendi tipi çıkarılmıştır.

7. Eserler genel olarak duygusal, acıklı konular üzerine kurulmuştur.

8. İşlenen en önemli temalar esaret ve ailedir.

9. Kadın kahramanlar erkeğin akraba çevresinden, cariyelerden, Hıristiyan ya da düşkün kadınlardan seçilmiştir.

10. Birinci dönemde yetişen ve romantizmin etkisinde kalan yazarların eserlerinde bu akımın bir özelliği olarak:

  • a. Kişiler ve olaylar çoğu zaman hayal ürünü olup tesadüflere fazla yer verilmiştir.
  • b. Yazarlar kişiliklerini gizlememişler, okuyucuya sık sık seslenerek olaylar ve kişiler hakkında düşüncelerini açıklamışlardır.
  • c. Edebiyat, bireyin eğitilmesi ve toplumun düzeltilmesi için bir araç olarak kabul edilmiştir.
  • d. Kahramanlar iyi-kötü karşıtlığı içinde yansıtılmıştır; iyiler çok iyi, kötüler çok kötüdür.
  • e. Genellikle iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
  • f. Tasvirler çoğu zaman eseri süslemek amacıyla yapılmıştır.

11. Realizm ve natüralizm etkisinde kalan ikinci dönem yazarlarının eserlerinde ise gözleme önem verilmiş, olaylar arasında neden – sonuç ilişkileri kurulmuş, yazarlar kişiliklerini gizlemiş ve tasvirler süs için değil, kahramanların kişiliklerini açıklamak için yapılmıştır.