Dil Bilgisi ile İlgili Anlatım Bozuklukları

DİL BİLGİSİ İLE İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI

  • Zamir Kullanılmaması: Kimi cümlelerde “senin, onun” zamirlerinden birinin kullanıl­ması gerekebilir. Bu zamiri kullanmamak, kimden söz edildiğinin belli olmamasına ne­den olur.

Bize geleceğini bilmiyorduk. (Kimin geleceği belli değil. Cümle şu iki biçimde tamamla­nabilir: Senin, bize geleceğini bilmiyorduk. Onun, bize geleceğini bilmiyorduk.)

  • Bağlacın Gereksiz ya da Yanlış Bağlaç Kullanılması: Her bağlaç aynı görevi üstlen­mez. Farklı bağlaç türleri, farklı yerlerde kullanılır. İki bağlaç yan yana kullanılamaz.

Dikkatle baktım ama seni gördüm. (“ama” bağlacı; ikinci cümlenin olumsuz olacağını belirtir. Oysa bu cümlede ikinci cümle olumludur. Bu nedenle yanlış bağlaç kullanılmış­tır, “ve” bağlacının kullanılması uygun olur.)

Hem aramıyorsun ve hem de nazlanıyorsun. (“ve” bağlacı gereksiz kullanılmıştır, “hem…hem de” bağlacı cümleyle uyum içindedir.)

  • Yardımcı Eylemin Gereksiz Kullanılması: “et-, ol-” gibi yardımcı eylemleri kimi du­rumlarda kullanmak gereksizdir.

Bu yolsuzluğu onun yaptığından kuşku ediyorduk. (“et-” yardımcı eylemi gereksizdir, “kuşku ediyorduk” yerine “kuşkulanıyorduk” demek yeterlidir.)

  • Eylemsinin Yanlış Kullanılması: Cümlede aynı tip eylemsilerin aynı eklerle çekimlenmesi gerekir, bu tür eylemsileri farklı biçimlerde oluşturmak anlatım bozukluğuna neden olur.

Küçük çocuğun ağlayışını ve gülmesini görmelisiniz. (“ağlayış” ve “gülme” isim-fiildir, ikisinin aynı biçimde oluşturmak gerekir: “ağlama-gülme” ya da “ağlayış-gülüş.)

  • Ekin Gereksiz ya da Yanlış Ek Kullanılması: Eklerin gereksiz ya da yanlış kullanılma­sı anlatım bozukluğudur.

Eski evin ocağındaki uzun bir aradan sonra ilk kez ateş yakıldı. (“ocağındaki” sözcü­ğünde “-ki” ekine gerek yoktur.)

Yıllarca önce eski evimizin önünden bir gün seninle karşılaşmıştık. (“önünden” değil, “önünde” olmalı.)

  • Ek Eylem Eksikliği: Kimi sıralı cümlelerde birinci yüklemde ek eylem kullanılmaması anlatım bozukluğuna neden olur.

Adam oldukça ufak tefek ama pek de korkak değildi. (“ufak tef ekti” olmalı yoksa sonda­ki “değil” sözcüğü nedeniyle “ufak tefek değildi” anlamı taşır.)

Rengi oldukça solgun fakat morali bozuk değildi. (…solgundu…)

  • Tamlamalarla İlgili Anlatım Bozuklukları:

a) Tamlama Eklerinin Kullanmaması: Ad tamlamalarında ilgi ya da iyelik ekini kul­lanmamak anlatım bozukluğuna neden olur.

Bana verdiğin bardak kulpu kırıldı. (bardağın)

Mahallemizin en haşarı çocuk ve ev sahibimizin oğludur. (çocuğu)

b) Mantık Uyuşmazlığı: İki tamlamayı birleştirmek mantık uyuşmazlığına ve anlatım bozukluğuna neden olabilir.

Geyiklerin ve kuşların cıvıltıları bizi mutlu etti. (altı çizili tamlama mantık uyuşmaz­lığına neden olmuştur çünkü geyikler cıvıltı çıkaramaz.)

c) Tamlamaların Yapıca Uyuşmaması: İki farklı tamlanmanın birleştirilmesi anlatım bozukluğuna neden olur.

Zarf ve dolaylı tümleçleri bulalım. (altı çizili bölümde iki ayrı tamlama vardır. Bun­lar: “zarf tümleci” ve “dolaylı tümleç”tir. Birincisi, belirtisiz ad tamlaması; ikincisi, sıfat tamlamasıdır. Bunları ortak bir tamlanana bağlamak, anlatım bozukluğuna neden olur.)

d) Tamlayan Eksikliği: Özellikle sıralı cümlelerde, ikinci bölümde tamlayanın kulla­nılmaması kimi durumlarda anlatım bozukluğuna neden olur.

Tarihi konakları koruyalım, tarihsel açıdan (bunların) önemini gençlere anlatalım. (Tamlayan kullanılmazsa “neyin” öneminin anlatılması gerektiği belirtilmemiş olur.)

  • Sıfat Tamlamalarıyla İlgili Anlatım Bozuklukları:

a) Belgisiz Sıfatlarla İlgili Yanlışlık: Kimi belgisiz sıfatların belirttiği adların çoğul eki alması anlatım bozukluğuna neden olur.

Birçok kedileri acımadan öldürmüşler. (“kediler” değil “kedi” olmalı çünkü “birçok” sıfatı çoğulluk bildirmektedir. Türkçede iki kez çoğullama yapılmaz.)

b) Sayı Sıfatlarıyla İlgili Yanlışlık: Sayı sıfatlarının belirttiği adların çoğullandırılması anlatım bozukluğudur.

Üç köpekler buradan geçti. (“üç köpekler” değil, “üç köpek” olmalı.)

c) Niteleme Sıfatlarıyla İlgili Yanlışlık: Niteleme sıfatı, birden çok adı nitelerse an­latım bozukluğu oluşabilir.

Düşünceli çocuk ve kedi hepimizi şaşırttı. (“düşünceli” sıfatı hem “çocuk” hem “kedi” ye aittir. Oysa kediler için bu niteleme uygun değildir. Tamlama “kedi” ve “düşünceli çocuk” biçimine dönüştürülmelidir.)

  • Yüklem Eksikliği: Sıralı cümlelerin ayrı yüklemleri varsa ancak yüklemlerden biri kullanılmamışsa anlatım bozukluğu oluşur.

Ben sinemayı (severim), sen tiyatroyu seversin. (Parantez içerisindeki yüklem kulla­nılmadığında, iki yüklem arasında kişi eki farkı olduğundan anlatım bozukluğu oluşur.)

Kardeşim Canan şiir (yazar), ben ise yıllardır resim yaparım. (Birinci yüklem kullanılma­dığında anlatım bozukluğu oluşur çünkü şiir yapılmaz, yazılır.)

  • Kip-Kişi Uyumsuzluğu: Sıralı cümlelerde kip – kişi açısından uyuşmayan yüklemlerde birinci yüklemdeki kip – kişi eklerinin kullanılmaması ya da farklı kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur.

Anneannem beşiğini sallamış (ti), sen uyumuştun. (Birinci yüklem -miş’ li geçmiş za­man, üçüncü tekil kişi; ikinci yüklem -miş’ li geçmiş zamanın hikâyesi, ikinci tekil kişi. Birinci yükleme hikâye ekinin eklenmesi gerekir.)

  • Ortak özneli sıralı cümlelerde bileşik kipli yüklemler varsa birinci kip eki ile kişi eki sadece son yüklemde kullanılabilir.

Kapıyı kırmış(tim), içeri girmiş (tim) ve babamı kurtarmıştım.

  • Bu tür cümlelerde özne üçüncü kişi ise ikinci kip eki ve kişi eki sadece son yüklemde kullanılır.

Ömer evine dönmüş, annesine sarılmış.

Çocuklar evlerine dönmüş, annelerine sarılmışlardı.

  • Nesne Eksikliği: Sıralı cümlelerde ikinci cümlede gerektiği halde nesne kullanılmama­sı anlatım bozukluğuna neden olur.

 

Yemeğine sinek düşmüş, (yemeğini) yememiş. (Neyi yemediği, yani nesne belirtilme­miş. Bu durum sineğin mi, yemeğin mi yenmediğinin belirsiz kalmasına neden oluyor.)

  • Dolaylı Tümleç Eksikliği: Sıralı cümlelerde ikinci cümlede dolaylı tümleç kullanılma­ması eylemin yerinin-yönünün belirsiz kalmasına neden olur.

Aynayı mendiliyle sildi, (aynaya) uzun uzun baktı. (İkinci cümlede dolaylı tümleç kullanılmazsa kişinin nereye baktığı belli olmaz. Dışarıya, koltuğa…)

  • Zarf Tümleci Eksikliği: Sıralı cümlelerde ikinci cümlede, gerektiği halde zarf tümleci­nin kullanılmaması anlatım bozukluğuna neden olur.

Yavru köpeklere bayılır, (onlarla) saatlerce oynar. (Zarf tümleci belirtilmezse kiminle oynandığı belli olmaz. Atari, kumar…)

  • Özne Eksikliği: Sıralı cümlelerde ortak özne yetersiz kalabilir, ikinci bir özne gerekebi­lir.

Gönül telefonu fırlattı, (telefon) kırıldı. (Kırılan varlık, yani özne belli değil. Telefon, cam…)

  • Özne ile Yüklemin Tekillik-Çoğulluk Açısından Uyuşmaması: Özne ile yüklemin tekillik-çoğulluk açısından uyumlu olması gerekir.Bu konu ayrıntılı olarak cümlenin öğeleri – özne konusunda anlatıl­mıştır.

Ahmet ve sen bir güzel güneşlenmişsin. («Güneşlenmişsin» değil «güneşlenmişsiniz olmalı.)Göz kapaklarım gittikçe ağırlaşıyorlar. («Ağırlaşıyorlar» değil, «ağır­laşıyor» olmalı.)

Akşamın bu saatinde dayımlar evlerinde yoklar. («yoklar» değil «yok» olmalı.)

Hiç kimse günlerdir beni aramadılar. («Aramadılar» değil, «aramadı» olmalı)

  • Özne ile Yüklemin Olumluluk-Olumsuzluk Açısından Uyuşmaması: Sıralı cümle­lerde bazı zamirler olumlu yüklemlerle, bazı zamirler ise olumsuz yüklemlerle kullanıla­maz, kullanılırsa anlatım bozukluğu oluşur.

Sıralı cümlede «hepimiz, hepiniz, hepsi, herkes» belgisiz zamirleri, olumsuz yüklemler­le; «kimse, hiç kimse» belgisiz zamirleri ise olumlu yüklemlerle kullanılamaz.

Hepimiz kumsalda toplandık, evimize gitmedik. (Bu cümlede «hepimiz» zamiri «gitme­dik» yüklemiyle bir arada kullanılamaz. Cümlenin şöyle düzenlenmesi gerekir: Hepimiz kumsalda toplandık, hiç kimse evine gitmedi.)

Hiçbiri şarkı söylemedi, sustu. («Hiçbiri» zamiri «sustu» yüklemiyle kullanılamaz. Cüm­lenin şöyle düzenlenmesi gerekir: Hiçbiri şarkı söylemedi, herkes sustu.)

 

Not: Kurallı cümlelerde “ne…ne” bağlacı kullanıldığında yüklem olum­suzluk eki almaz.

 

Rıfkı, ne balık ne tavuk yemez. (“Yemez” değil, “yer” olmalı.)

  • Dolaylı Tümleçlerin Uyumlu Olmaması: Cümlede birden çok dolaylı tümleç varsa, bunların eklerinin uyumlu olmaması anlatım bozukluğuna neden olur.

Yazlık evinde ve kışlık evinden çeşitli hayvanlar beslerdi. (“Kışlık evinden”, sözü “kışlık evinde” biçimine dönüştürülmeli.)

  • Çatı Uyumsuzluğu: Sıralı cümlelerin yüklemlerinin farklı çatılarda olması, bileşik cüm­lelerde ise yüklem ile yan cümleciğin yükleminin farklı çatılarda olması anlatım bozuk­luğu yaratır.

Pazar sabahı okul toplandı, pikniğe gittik. (Birinci yüklem dönüşlü çatılı, ikinci yüklem ise etken çatılı; uyumsuzluk var. Cümle şöyle düzenlenmeli: Pazar sabahı okul toplan­dı, pikniğe gidildi.)

Sahilde koşularak bir güzel spor yaptık. (Yan cümleciğin yüklemi “koşuldu” edilgen ça­tılı, temel cümlenin yüklemi “yaptık” etken çatılı; bu durum anlatım bozukluğuna neden oluyor. Cümle şu iki biçimde düzenlenebilir: “Sahilde koşularak, bir güzel spor yapıldı.”, ” Sahilde koştuk, bir güzel spor yaptık.“)