Paragrafın Bölümleri

PARAGRAFIN BÖLÜMLERİ
Paragraf, anlatılmak istenenleri belirli bir plana göre yansıtır. Uzun bir yazıda olduğu gibi, bütün unsurları bulunan bir paragrafta da giriş, gelişme, sonuç bölümleri bulunur.

GİRİŞ CÜMLESİ

Paragrafın ilk cümlesi olan giriş cümlesi, üzerinde söz söylemeye, açıklama yapmaya uygun ve genellikle konunun tanıtıldığı ya da yazarın sonraki cümlelerde örnekleyerek açıklayacağı kişisel kanısını vurguladığı cümledir. İyi düzenlenmiş bir paragrafın giriş cümlesi kendinden önceki cümleyle ilgi kuran bağlayıcı öğeler (ama, çünkü, bu nedenle, halbuki, öyleyse, bunun nedeni, fakat vb.)le başlamaz.

ÖRNEK SORU (YGS – 2010)
Dergi yayın yönetmenleri bilir, —. Bunu şöyle açıklayabiliriz: Şiirde belli bir yere gelmiş, geçmişte yazdıkları, gelecekte yazacaklarını güvence altına almış şairler vardır. Edebiyat dünyasında usta olarak kabul edilmişlerdir. İşte bu şairlerden şiir istemişseniz ya da onlar bir çağrı beklemeden derginize katkıda bulunmak istemişse yolladıkları şiiri yayımlamak durumunda kalırsınız. O şiirin iyi olup olmadığına bakmazsınız. Sorumluluğun sahibi, altındaki imzadır.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) bazen şiir bazen de şair yayımlanır
B) şiir kıskançtır, bencildir, başka uğraşları şaire ya-saklar
C) şiir yazmak bir tür denge kurma işidir
D) şiir, sözcükleri özenle seçmeyi gerektirir
E) algı dünyamızı sarsan bir şiir, yeni bir yönelişin habercisi olabilir

ÇÖZÜM: Bu parçanın ikinci cümlesinde “Bunu şöyle açıklayabiliriz” ifadesi kullanılmış, diğer cümlelerde ise birinci cümlede boş bırakılan yerin açıklamasına yer verilmiştir. O hâlde bu parçanın ilk cümlesi, bu açıklamalara uygun, bunlarla çelişmeyen ifadeler barındırmak durumundadır. Bu bağlamda değerlendirildiğinde bu parçada boş bırakılan yere “bazen şiir bazen de şair yayımlanır” ifadesinin gelmesi gerektiği ortaya çıkacaktır.
Dergi yayın yönetmenleri bilir, bazen şiir bazen de şair yayımlanır.” cümlesi, çok açık değildir; izah edilmesi, açıklanması gereken kapalı bir cümledir. Ne demektir bir dergide bazen şiirin bazen de şairin yayımlanması? Bir dergide şairin yayımlanması ne anlam ifade etmektedir? Yazar, bu ifadeyle neyi kastettiğini sonraki cümlelerde usta şairlerin şiirlerini yayımlamanın bir zorunluluk olduğunu belirterek açıklamaktadır. Yani belli bir zamandan sonra usta şairin ismi, yazdığı metnin önüne geçer. Bu tür şairlerin şiirleri şiirlerin niteliğine bakılmadan yayımlanır. Yani aslında yayımlanan şiir değil, şairdir.
Cevap A

ÖRNEK SORU (ÖSS – 2006)
—. Gerektiği yerde gerektiği kadar sözcük… Metinde anlam, tanımlamalarla, çağrıştırmalarla, örneklemelerle değil, tek başına kullanılan sözcüklerle ortaya konuyor. Her tutum, her davranış, her olgu, her nesne ayrıntılara inilmeden onu en iyi anlatan sözcükle veriliyor.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A) Yazılarının sözcük örgüsü, büyük bir değişkenlik gösteriyor
B) Değişik anlatım biçimleri kullanmaktan kaçınıyor
C) Yazılarında en az sözcükle en çok şeyi anlatma ilkesine bağlı kalıyor
D) Sözcükleri, temel anlamları kadar yan anlamlarıyla da kullanmaya çalışıyor
E) Söylediklerinin kolay anlaşılır olmasını istemiyor

ÇÖZÜM: Bu parçada “anlatmak istediklerini az sözcükle anlatan, gereksiz cümlelerle lafı uzat-mayan, sözcükler üzerinde yoğunlaşarak iletisini bunlarla aktaran” bir yazardan söz edilmiştir. A, B, D ve E seçeneklerindeki yargıların yazarın bu parçada anlatılan özellikleriyle ilişkisi yoktur; dolayısıyla bunların bu parçanın giriş cümlesi olması uygun değildir. Düşüncenin akışına göre bu parçanın başına getirilebilecek yargı C seçeneğinde verilmiştir.

Cevap C

GELİŞME CÜMLELERİ

Paragrafın giriş ve sonuç cümlelerinin dışında kalan, ele alınan konunun genişletilip açıklandığı, örneklendiği cümlelerdir.

ÖRNEK SORU (YGS – 2011)

Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da gizli bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üzerinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. —? Kıskanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, alacağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele vererek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı yararlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken nedir bu yok edici yarış?

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakîlerden hangisi getirilmelidir?

A) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden çıkarmaz mı
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şairler arasında
C) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
D) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu izlenimi yaratılıyor
E) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler kullanırlar mı

ÇÖZÜM: Bu parçanın başında şairler arasında öteden beri süregelen bir yarış olduğundan söz edilmiş, sonraki cümlelerde de, bu yarışın gereksizliği üzerinde durulmuştur. Yazar, bu yarışın gereksizliğini ortaya koymak için parçanın gelişme bölümünde sözde soru cümlelerine yönelmiştir. Parçanın bağlamı dikkate alındığında bu parçada boş bırakılan yere B seçeneğinde verilen cümlenin getirilmesi gerektiği görülecektir. Bu cümlede geçen “bunu bilmelerine karşın” sözü kendinden önceki üç cümlede anlatılanları özetlemekte; “nedir bu” sözü ise kendinden sonraki cümleyle bağlantıyı sağlamakta, bu cümledeki öğelerle ortak kullanılmaktadır: Oysa aynı gözeden su içen, aynı güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üzerinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şairler arasında? (Nedir bu) Kıskanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar..
Cevap B

ÖRNEK SORU (ÖSS – 2006)
Deneme, yaşananları, akıldan geçenleri düşünsel yönden derinleştirerek yorumlamadır. Belki bir roman, bir öykü bir ölçüde özetlenebilir. Ne var ki, denemeyi özetlemeye kalkmak, insanı, tırnağının ucunu göstererek tanımlamaya benzer. —. Göz gezdirilerek okunmaz. Deneme okuru, eline aldığı yazıyı kılı kırk yararcasına, irdeleyerek okur; düşünceler, duygular, gözlemler dünyasında yeni yolculuklara çıkar.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Kişisel görüşlerin söyleşi havasında işlenmesi denemenin özelliklerinden biridir
B) Deneme, yazınsal bütünlüğü bozulamayan bir türdür
C) Denemede söylenenlerin doğruluğu kanıtlanmaya çalışılmaz
D) Denemeler konusal yönden öteki yazı türlerinden ayrılır, değişik duygu ve düşünceleri kuşatır
E) Deneme, yazarına özgürce yazma olanağı verir, okurun düşünce evrenini genişletir

ÇÖZÜM: Parçada denemenin özetlenemeyecek, göz gezdirilerek okunamayacak, irdelenerek okunacak bir tür olduğu vurgulanmıştır. Gerek yapılan benzetme gerekse de başvurulan karşılaştırma denemenin bu parçada üzerinde durulan özelliğini, yani yazınsal bütünlüğünün bozulamayacağını ortaya koymaktadır.
Cevap B

ÖRNEK SORU (ÖSS – 2002)
İnsanların beğenileri birbirine uymaz. Belki o kırmızıdan hoşlanıyor, siz yeşili seviyorsunuzdur. Belki o, Wagner’in müziğini beğeniyor, siz, Mozart’ı yeğliyorsunuzdur. — Gördüklerinden ve dinlediklerinden aldığı tat sizinkine uymuyor diye karşınızdakini zevksizlikle, kabalıkla suçlamaya hakkınız yoktur.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A) Kimi zaman beğenilerimizin bağdaştığı da olur.
B) Öteki sanat dallarında da böyledir bu.
C) Öyleyse nelerden hoşlandığınızı bilmeniz gerekir.
D) Çünkü, insanların beğenileriyle davranışları arasında ilişki vardır.
E) Değerlendirmeleri belirli ölçütlere göre yapmak gerekir.

ÇÖZÜM: Kişilerin beğenilerinin birbirine uymamasının doğal karşılanması gerektiğini vurgulayan bu paragrafta, önce renklerle daha sonra da müzikle ilgili bir yargıya yer verilmiş, boş bırakılan bölümden sonra ise “Gördüklerinizden ve dinlediklerinden…” denerek parça sonuçlandırılmıştır. Düşüncenin akışına göre bu parçada boş bırakılan yere “Öteki sanat dallarında da böyledir bu.” cümlesi getirilebilir.
Cevap B

SONUÇ CÜMLESİ

Paragrafta iletilmek istenenlerin açıklanıp geliştirildikten sonra sonuca bağlandığı cümledir. Ana düşüncenin de verilebileceği sonuç cümlesinde özetleyici ve sonuç bildirici kelimeler (bu nedenle, özetle, demek ki, sonuç olarak vb.) bulunabilir.

ÖRNEK SORU (YGS -2011)
Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış olsalar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline gelir. Örneğin Yunus Emre‘nin şiirlerinde yansıtılan duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şili’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu? Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca —.

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) şiir, şairin şiiri düşünmeye başladığı andan okuyucusuyla buluştuğu ana değin süren, uzun ve sancılı bir dönemin ürünüdür
B) sanatçı, ortaya koyduğu ürünlerin hangi özellikleri taşıyacağını önceden saptamalıdır
C) sanatçı, yapıtını yaratırken bilinçli olarak ona ulusal niteliklerin dışına taşan yeni boyutlar kazandırır
D) her birimiz, yaşadığımız bölgenin rengini, dokusunu, çizgisini yansıtan türkülerden ve şiirlerden hoşlanırız
E) türküler, şiirler özünde kendi coğrafyalarının izlerini taşısalar da sanatsal dilin içerdiği insansal özle bütün insanlığın ortak yaratışıdır

ÇÖZÜM: Bu parçada türkü ve şiirlerin belli bir kişi tarafından oluşturulmasına, belli bir millî öze dayanmasına karşın sonraki süreçte insanlığın ortak malı olduğu anlatılmıştır. Yazar, bu durumu, bu eserlerde insan gerçeğinin ele alınmasına, bütün insanları ilgilendiren duygu ve temaların işlenmesine bağlamıştır. Parçanın “kısaca” kelimesiyle bitmesi, son cümlenin kendinden önceki cümleleri özetlemesi ve ana düşünceyi vermesi gerektiğini göstermektedir. O hâlde buraya bu parçada anlatılanları özetleyen ve parçanın ana düşüncesini belirten “türküler, şiirler özünde kendi coğrafyalarının izlerini taşısalar da sanatsal dilin içerdiği insansal özle bütün insanlığın ortak yaratışıdır” ifadesi getirilmelidir.
Cevap E

ÖRNEK SORU (ÖSS – 2006)
Bir kez daha koca bir yılı eskitip anılarımızın arasına gönderdik. Henüz eskitmediğimiz bir yeni yıl da tüm gizemiyle çaldı kapımızı. Her geçen gün solmuş bir gül yaprağı gibi dökülüp gitti geçmişe. Anılarımızı kurutup özenle koyduk bir kitabın arasına. Yaşadığımız düş kırıklıkları, mutluluklar belki hiçbir zaman unutulmayacak; ama hiçbir zaman da bir kez daha yaşanmayacak. Doğanın değişmez yasası bu. Bir gün öncesini değil, beş dakika öncesini aynı duygularla yaşamamız olası değil. Kısacası, —.

Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) yaşamın tadına ve anlamına vardığımız her dakika bizler için bir armağandır
B) yaşamakta olduğumuz her an yeniden yaşanmayacak kadar değerlidir
C) geçmişin acı ve tatlı yanlarını bir yana bırakıp günümüzü anlamlı kılmaya çalışmalıyız
D) kaybedilen zamanın bir daha geri gelmeyeceğini düşünerek, yaşamı sevgiyle kucaklamalıyız
E) her dönemde yaşamın bize yüklediği sorumluluklar farklılık gösterir

ÇÖZÜM: Bu parçada zamanı durdurmanın olanaksız, yaşanacak her anın çok önemli olduğu üzerinde durulmuştur. A, B, C ve D seçeneklerinde verilenler bu parçada anlatılanlardan yola çıkılarak ortaya konmuş öneriler niteliğindedir. Dolayısıyla parçanın bunlarla tamamlanması uygundur. E seçeneğinde verilen yargı, parçada anlatılanlarla ilgili olmadığından bunun parçanın sonuna getirilmesi doğru değildir. Bu cümle çocukken, gençken ve yaşlıyken yapmamız gerekenleri, üzerimize düşen farklı sorumlulukları anlatan bir parçanın sonuna getirilebilirdi.
Cevap E