Sözlük anlamı “uyum” demektir. Edebiyat terimi olarak, şiirin işitme duyumuza hitap eden boyutunu düşündürür.
Ahenk, şiirin sözcükleri, sözcük öbekleri, dizeleriyle bir bütün oluşturup kendi iç uyumunu kurarak meydana getirdiği güzel, hoş tını ve sestir. Parçaların uyumlu bir bütün içinde kendi varlıklarını silip güzel bir sese dönüşmesidir.
Şiiri nesirden ayıran özelliklerden biri olan ahenk, şiiri okutan, akıcı kılan, dinleyicide hoş bir etki uyandıran ve şiirin akılda kalmasını sağlayan bir öğedir.
Edebiyatın sözlü olarak ve şiirle başladığını göz önüne alırsak, şiirin – en azından eski dönemlerde – sesli okunmak ve dinlenmek için söylendiğini düşünebiliriz. Nitekim şiir için eskiler şiirin vezin ve kafiyesine göre ahenkli, düzgün, güzel bir biçimde okunması anlamında “inşâd” terimini kullanmışlardır.
Şiirde ahenk öğesi, okuyucuya ve dinleyiciye estetik bir haz verir; onda neşe ve mutluluk duygusunu uyandırır. Okuyucu, çeşitli ruh durumlarının ifadesini bazen şiirin ahenginde bulabilir. Ahengin şiir için pratik yararı, şiirin ezberlenmesine getirdiği kolaylıkta görülür. Ahenk bakımından güçlü şiirler, ezberlenmesi en kolay şiirlerdir. Bu nedenle manzum olarak yazılmış Fransızca sözlükler bile olmuştur. Şiirde ahengi en çok önemseyenler sembolistler olmuştur. Bu şairler varlıkların gizli anlamlarını okuyucuya sezdirmek ve telkin edebilmek amacıyla müzikten yararlanmak istemişler, şiiri müziğe yaklaştırmak için ahenge özellikle önem vermişlerdir. Ancak sembolistlerin ileri sürdüğü gibi şiirin müzik ve şarkı olduğunu söylemek, bir benzetmeden öte gidemez. Çünkü şiir, ses zenginliği ve seslerin düzenliliği bakımından müzikle rekabet edemez. Şiirde ahenk, şaire özgü, yeni bir sesle ortaya çıkar. Bunun için şairin kendi sesini bulması gerekir. Gerçek şair, kendi sesini bulan, şiir geleneğine yeni bir ses getiren şairdir.
Ahenk Unsurlarını İncelemek için >>> Şiirde Ahenk Unsurları