Fabl

FABL
Kişileri hayvanlar, bitkiler, cansız varlıklar olan ve bir ahlâk dersi veren manzum masallara “fabl” denir. Didaktik şiir türü içinde değerlendirilen bu eserlerde kahramanlar insan dışındaki varlıklar olmasına karşın, anlatılan yine insandır. Fabllar bir tür masal olmakla birlikte bütün hayvan masalları ya da alegorik eserler, fabl sayılmaz. Fabl türünün ayırıcı özellikleri arasında kısalığın, öğreticiliğin, yalınlık ve açıklığın da bulunduğu unutulmamalıdır.

Fabl türünün ilk örneği, Hintli filozof Beydeba‘nın Sanskritçe yazdığı ve Türkçeye 14. yüzyılda Kul Mesut tarafından “Kelile ve Dimne”adıyla çevrilen “Pança Tantra”dır. Eski Yunan edebiyatında Aisopos (Ezop) ve Fransız edebiyatında La Fontaine, fabl türünün Batı’daki en önemli temsilcileridir. Türk edebiyatında fabl türünde ilk denemeleri ise Şinasi ve Ahmet Mithat Efendi yapmıştır.

KARGA İLE TİLKİ

Bir dala konmuştu karga cenapları;
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı;
Ona nağme yapmaya başladı:
“Ooooo! Karga cenapları, merhaba!
“Ne kadar güzelsiniz; ne kadar şirinsiniz
“Gözüm kör olsun yalanım varsa
“Tüyleriniz gibiyse sesiniz
“Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.
Keyfinden aklı başından gitti bay karganın;
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını düşürdü nevalesini.
Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim,
Size küçük bir ders vereceğim;
Alıklar olmasa iş kalmaz açık gözlere;
Böyle bir ders de değer sanırım bir peynire”
Karga şaşkın, mahcup biraz da geç ama,
Yemin etti gayrı faka basmayacağına.
(Çev: Orhan Veli)