Ziya Paşa

Ziya Paşa, 1825’te İstanbul’da doğmuştur. Gençlik dönemi memurlukla geçmiş, bir süre sonra Encümen-i Şuara‘yı oluşturan divan şairleri arasına katılmıştır. Bu arada yazdığı şiirleriyle dikkat çekerek Mustafa Reşit Paşa’nın himayesine girmiş ve sarayda mabeyin kâtipliğine atanmıştır. Zekâsı ve çalışkanlığı sayesinde Sultan Abdülaziz’in sevgisini kazanmış ve padişahın özel sohbetlerinde bulunmuştur. Gizli olarak siyasi faaliyetlerde bulunduğu için Âli ve Fuat Paşalarla arası açılan Ziya Paşa, zaptiye nezareti müsteşarlığına tayin edilerek saraydan uzaklaştırılmıştır. Meşrutiyet’i savunmuş ve gizli olarak kurulan “Yeni Osmanlılar Cemiyeti“ne girmiş, Kıbrıs mutasarrıflığına tayin edilince Namık Kemal ile birlikte Paris’e kaçmıştır.

  • Paris’teyken baskı rejimini ve Âli Paşa’yı ağır bir dille eleştirmiştir. Âli Paşa’nm ölümünden sonra Abdülaziz tarafından affedilmiş ve yurda dönmüştür.
  • II. Abdülhamit padişah olduktan sonra vezir rütbesiyle Suriye valiliğine gönderilmiş; Konya’ya, daha sonra da Adana valiliğine atanmıştır. 1880’de Adana’da ölmüştür.
  • Yenileşme hareketiyle birlikte birçok alanda görülen “eski – yeni” çatışması ve ikilemi, Tanzimat Döneminin en önemli gündemini oluşturmuştur. Bu ikilemi en yoğun biçimde yaşayanlardan biri Ziya Paşa’dır. Ziya Paşa, “Şiir ve İnşa” adlı makalesinde halk dilinin yazı dili olması gerektiğini söylemiş; şiirde, ulusal ölçümüz olan hece ölçüsünün kullanılması gerektiğini belirtmiştir ancak daha sonra çıkardığı “Harabat” adlı divan şiiri antolojisinde ise divan şiirini yücelterek halk şiirini küçümsemiştir. Ziya Paşa’nın bu tutarsızlığı, dönemin sanatçıları tarafından (özellikle Namık Kemal) eleştirilmiştir.
  • Ziya Paşa, biçim bakımından eskiye bağlı kalmıştır. Divan şiiri geleneğine bağlı olan Ziya Paşa’nın heceyle yazılmış birkaç şiiri vardır, Ziya Paşa’yı önemli kılan ise Batılı düşünceleriyle Tanzimat’ın kurulmasına katkı sağlamasıdır.
  • Divan şiiri tarzında yazdığı şiirleriyle ünlü olan Ziya Paşa’nın şiirleri, “Eş’ar-ı Ziya (Ziya’nm Şiirleri)” adıyla bir araya getirilmiştir. Bu şiirleri arasında en tanınmışları “Terciibent” ve “Terkibibent‘tir.
  • Ziya Paşa’nın Sadrazam Âli Paşa’yı eleştirdiği “Zafername“, edebiyatımızın en önemli yergi şiirlerindendir.
  • Ziya Paşa’nın yenilikçi özellikleri genelde düz yazılarında görülür.

ESERLERİ
1. Eş’ar-ı Ziya (1881): Ziya Paşa’nm ölümünden sonra damadı Hamdi Bey (Paşa) tarafından yayımlanan bu kitap, Ziya Paşa’nın şiirlerinin bir araya getirilmesiyle oluşmuştur.

2. Zafername: Ziya Paşa’nın; Âli Paşa’yı yermek için Paris’teyken kaleme aldığı bu eser, siyasi hiciv niteliği taşımaktadır.

3. Rüya (1868): Londra’da kaleme alınan bu küçük kitap da Babıali ve özellikle Âli Paşa’yı yermek amacıyla yazılmıştır.

4. Harabat (1874): Üç ciltlik bu antolojinin “mukaddime (ön söz)”si önemlidir. Ziya Paşa, burada daha önce kaleme aldığı ve yeni edebiyat tarzını savunduğu “Şiir ve İnşa” makalesindeki görüşlere zıt bir edebiyat anlayışı ile ortaya çıkar. Bunun için de o, Namık Kemal’in “Tahrib-i Harabat” ve “Takip” adlı eserlerindeki ağır eleştirilere hedef olmuştur.

5. Endülüs Tarihi (1863): Viardot’dan yapılan bu çeviriyi Ethem Paşa’nın kaldığı yerden Ziya Paşa tamamlamıştır.

6. Engizisyon Tarihi (1882): Çeviri eserdir.

7. Veraset-i Saltanat-ı Seniyye Hakkında Mektup (1868) : “Veraset (Mirasçılık) Mektupları” olarak da bilinen bu iki mektup, Fuat Paşa’yı eleştirmek amacıyla kaleme alınan siyasi hiciv niteliği taşıyan mektuplardır.

8. Emile: J.J.Rousseau’dan çeviridir.