Çağatayca (Doğu Türkçesi)

Kuzey-doğu Türkçesi iki ana kolda ilerlemiştir: Doğu Türkçesi (Çağatayca) ve Kuzey Türkçesi (Kıpçakça).

DOĞU TÜRKÇESİ (ÇAĞATAYCA)

► Çağatayca, Harezm Türkçesinin yeni şartlar altındaki devamı olarak 15. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar Türkistan ve Altınordu bölgesinde kullanılan yazı dilidir. Çağataycada Arap alfabesi kullanılmıştır.

► Çağatay Türkçesinin edebiyat alanındaki baş­lıca temsilcileri Sekkâkî, Emirî, Lütfî, Ali Şir Nevaî, Hüseyin Baykara, Babür Şah ve Ebü’l-Gazi Baha­dır Han‘dır.

► 15.   yüzyılın ikinci yarısında yaşayan Ali Şir Nevaî‘nin en önemli eserleri Mecâlisü’n-Nefâis ile Muhâkemetü’l-Lûgateyn‘dir. Mecâlisü‘n-Nefâis, Türk edebiyatındaki ilk şuara tezkiresidir. Şuara tezkire­leri, şairlerin yaşamları ve eserleri hakkında bilgi ve­ren eserlerdir. Muhâkemetü‘l-Lûgateyn, Ali Şir Nevaî’nin, Türkçeyle Farsçayı karşılaştırıp Türkçeyle de başarılı şiirler yazılabileceğini, Türkçenin de Fars­ça gibi edebî bir dil olduğunu kanıtlamaya çalıştı­ğı eseridir.

► 16.   yüzyılın başlarında bugünkü Afganistan, Pa­kistan ve Hindistan topraklan üzerinde büyük bir Türk devleti kuran Babür Şah’ın en önemli eseri Vekayi’dir. Babürnâme olarak da bilinen bu eser, Türk edebiya­tındaki anıgezi metinlerinin en eskilerindendir.

► 17.   yüzyılda Çağatay Türkçesiyle oluşturulan en önemli eserleri Ebü‘l-Gazi Bahadır Han yazmış­tır. Bahadır Han, Şecere-i Türkî (Türk Şeceresi) ve Şecere-i Terâkime (Türkmen Şeceresi) isimli eser­leriyle tanınmıştır.

► 18 ve 19. yüzyıllar, Çağataycanın son dönem­leridir. Bu yüzyıllarda, bölge ağızlarının ve Özbekçenin yazı diline girmesi sonucunda Çağataycanın yeri­ni 20. yüzyılda Özbekçe almıştır.