Dede Korkut Hikayeleri

  • ♦ Kitabın asıl adı “Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan“dır. Anlamı “Oğuzların Diliyle Dede Korkut Kitabıdır.
  • ♦ Kitap bir mukaddimeden (ön söz) ve boy adı verilen on iki destansı hikâyeden oluşmuştur. Salur Kazan ve Bayındır Han gibi kahramanların, mekân ve zamanın ortak oluşuyla ve her hikâyede Dede Korkut’un ortaya çıkışıyla on iki hikâye birbirine bağlanır.
  • ♦ 9-11. yüzyıllardaki Müslümanlığı yeni kabul etmiş Oğuz Türklerinin inanışlarının, yaşama biçimlerinin, geleneklerinin dile getirildiği hikâyelerde islamiyet öncesi dönemden de izler vardır.
  • ♦  Dede Korkut Hikâyeleri uzun süre sözlü gelenekte yaşatılmış, 15. yüzyılda Doğu Anadolu ve Azerbaycan coğrafyasına egemen olan Akkoyunlular zamanında son şeklini almış ve bu yüzyılın sonlarında yazıya geçirilmiştir.
  • ♦ Oğuz Türkçesiyle yazılan hikâyelerde Arapça, Farsça sözcükler çok değildir. Anlatım hareketli ve canlıdır. Konuya uygun sözcükler ustalıkla kullanılmıştır. Deyim, atasözleri, ikilemeler yönünden zengin örnekler bulunur.
  • ♦ Hikâyelerde Allah sevgisi, peygambere bağlılık, mertlik , misafirperverlik, çocuk sevgisi, kadına verilen değer, kıskançlık gibi konular işlenmiştir.
  • ♦ Dede Korkut hikâyelerinde nazım- nesir bir aradadır.
  • ♦ Düz yazı bölümlerinde sık sık seci (düz yazıda uyak) kullanılır. Şiir bölümlerinde ise belli bir uyak ve ölçü yoktur. Gerek şiir, gerek düz yazı bölümlerinde sözcük tekrarları ve aliterasyonlarla güçlü bir ahenk sağlanmıştır.
  • ♦ Eser, olağanüstülükler yönünden destana, teknik yönden hikâyeye benzemektedir. Bu hikâyelerin büyük bir destanın parçaları olduğu da düşünülmektedir. Bu yüzden “destansı halk hikâyeleri” adı altında nitelendirilebilir. Destan geleneğinden halk öykücülüğüne geçiş döneminin ürünü de denilebilir.
  • ♦ Bugün elimizdeki iki nüshadan biri tamdır ve Almanya Dresten Kitaplığı’nda bulunmaktadır. Altı hikâyenin bulunduğu eksik nüsha ise Vatikan’dadır.

Dede Korkut Hikâyeleri’nden 

Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanını beyan eder hanım hey,

Bir gün Kam Gan oğlu Han Bayındır yerinden kalkmıştı. Sami otağını yeryüzüne diktirmişti Alaca gölgeliği gökyüzüne yükselmişti. Bin yerde ipek halıcığı döşenmişti. Hanlar hanı Bayındır yılda bir kerre ziyafet verip Oğuz beylerini misafir ederdi. Gene ziyafet tertip edip attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirmisti. Bir yere ak otağ, bir yere kızıl otağ, bir yere kara otağ kurdurmuştu. Kimin ki oğlu kızı yok, kara otağa kondurun, kara keçe altına döşeyin, kara koyun yahnisinden önüne getirin, yerse yesin, yemezse kalksın gitsin demiştir. Oğlu olanı ak otağa, kızı olanı kızıl otağa kondurun, oğlu kızı olmayana Allah Taala beddua etmiştir, biz de beddua ederiz, belli bilsin demiş idi.

Oğuz beyleri bir bir gelip toplanmağa başladı. Meğer Dirse Han derlerdi bir beyin oğlu kızı yok idi. Söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:

Serin serin tan yelleri estiğinde Sakallı boza çalan çayır kuşu öttüğünde Sakalı uzun müezzin ezan okuduğunda Büyük cins atlar sahibini görüp homurdandığında Aklı karalı seçilen çağda Göğsü güzel koca dağlara gün vuranca Bey yiğitlerin kahramanların birbirine koyulduğu çağda sabahın ilk aydınlığında Dirse Han kalkarak yerinden doğrulup, kırk yiğidini beraberine alıp Bayındır Han’ın sohbetine geliyordu. Bayındır Han’ın yiğitleri Dirse Han’ı karşıladılar. Getirip kara otağa kondurdular. Kara keçe, altına döşediler. Kara koyun yahnisinden önüne getirdiler. Bayındır Han’dan buyruk böyledir hanım, dediler. Dirse Han der: Bayındır Han benim ne eksikliğimi gördü, kılıcımdan mı gördü, soframdan mı gördü, benden aşağı kimseleri ak otağa, kızıl otağa kondurdu, benim suçum ne oldu ki kara otağa kondurdu dedi. Dediler: Hanım, bugün Bayındır Han’dan buyruk şöyledir ki oğlu kızı olmayana Tanrı Taala beddua etmiştir, biz de beddua ederiz demiştir dediler. Dirse Han yerinden kalktı, der: Kalkarak yiğitlerim yerinizden doğrulun, bu garaip bana ya bendendir ya hatundandır dedi.

Dirse Han evine geldi. Çağırıp hatununa söyler, görelim ne söyler:
Deyiş Der:
Beri gel başımın bahtı evimin tahtı Evden çıkıp yürüyünce servi boylum Topuğunda sarmaşınca kara saçlım Kurulu yaya benzer çatma kaşlım Çift badem sığmayan dar ağızlım Kavunum yemişim düvleğim Görüyor musun neler oldu